Can Dündar: "Erdoğan hayatının hatasını yaptı!"

Can Dündar, gündemdeki gelişmeleri  değerlendirdi!

"Sedat Peker’in ifşaatları bir kartopu olarak başladı, kısa sürede devasa bir çığa dönüştü;şimdi önüne çıkanı sürüklüyor.Uğur Mumcu ve Kutlu Adalı cinayeti, Ahmet Davutoğlu ve Binali Yıldırım dosyası, Süleyman Soylu ve Mehmet Ağar’ın suçlarıgibi, Türkiye’nin halı altına süpürülmüş bütün kirli çamaşırlarını ortaya döküyor.

 Düşünün; Davutoğlu’nun konuşmaya başlaması da onun sayesinde oldu, Korkut Eken’in ortaya çıkması da; bakanların birbiriyle gırtlak gırtlağa olduğunun anlaşılması da… 

Şimdilik savaşın tarafları olan Soylu da, Peker de, Erdoğan’a toz kondurmuyor; tersine üstüne Erdoğan zırhı giyerek savaşıyor. Ama aslında iki taraf da onun günahlarını saklıyor; birbirlerine vurdukları her darbe, asıl sorumlu olan Erdoğan’ı yaralıyor.İktidarın krizi, büyüdükçe büyüyor.

 Köşeye sıkışan Erdoğan, daha önce defalarca yaptığı gibi, kendi suçunu başkasının üzerine yıkabilir, mesela Soylu’yu harcayarak zaman kazanabilirdi. Ama MHP’nin Soylu’ya açık desteği, bu yolu kesti; Bahçeli, Soylu’dan vazgeçmenin bedelini hatırlattı. Erdoğan’ı, kendisiyle aynı metni okumak zorunda bıraktı. 

 Bunun üzerine Erdoğan da en iyi bildiği çareye sığındı: Gerilimi artırmak ve halkı birbirine karşı kışkırtmak için Akşener’e saldırdı. 

 Korkudan kaynaklandığı çok belli bu saldırının seçmende yarattığı karşılığı yakında anlarız; ancak Erdoğan’ın da dâhil olduğu mafyöz erkekler dünyasında bir kadını tehdit etmenin ne anlam taşıdığını, Peker videolarını izleyenler daha iyi anlamıştır.

 Beyaz bir elbiseyle ve sakince kürsüye çıkıp Erdoğan’ı muhatap almadan ondan sonrasına dair planlarını anlatan Akşener’in, şimdi her zamankinden daha güçlü olduğunu tahmin etmek zor değil. Erdoğan kendi tabanını tahkim etmek isterken, muhalefeti iyice birbirine yaklaştırdı.

 Türkiye bu gerilimi, bırakın iki yılı, iki ay daha taşıyamaz.

 Halk, 2002’de önüne sandık konulduğunda bütün siyasi kadroları nasıl tasfiye ettiyse, bu pisliği de öyle tasfiye edecek.

 Erdoğan, ne cami açarak, ne dehşet saçarak, ne muhalefetten kaçarak kendini kurtarabilir artık..."