Sabah yazarı Mahmut Övür, FETÖ’nün kurduğu kumpas sonrası CHP’nin başkanlık koltuğuna oturan Kemal Kılıçdaroğlu’nun koltuğuna göz diken ismi köşesinde açıkladıTerör örgütü FETÖ’nün bundan tam 12 yıl önce CHP ve Türk siyasetini dizayn etmek amacıyla Deniz Baykal’a kaset kumpası kurdu. 6 Mayıs 2010’da Baykal’ın yer aldığı kaset görüntülerinin yayınlanmasının üzerinden 4 gün geçtikten sonra Deniz Baykal istifa etmek zorunda kaldı. Baykal’a kurulan kumpasın hemen ardından ise CHP’nin başkanlık koltuğuna Kemal Kılıçdaroğlu oturdu.
Sabah yazarı Mahmut Övür, kaset kumpasıyla CHP’nin başına geçen Kılıçdaroğlu’nun 2023’te cumhurbaşkanı adayı olmasının akabinde yerine gelecek o ismi bugünkü köşesinde açıkladı. Mahmut Övür'ün yazısı şu şekilde;
Erken seçime ilişkin muhalefet liderlerinin verdikleri hiçbir tarih tutmadı ama hiçbiri de bu söylemden vazgeçmedi ve inatla tarih vermeye devam etti... Son tarihi CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu verdi; erken seçim önümüzdeki eylül ayında olacak.
İş "yalan rüzgârı"na dönse de bu açıklama CHP içinde bambaşka bir heyecana yol açtı. Eylülde seçim olacak ve Kemal Bey de cumhurbaşkanı adayı olacaksa CHP Genel Başkanı kim olacak?En derin ve sessiz hazırlanan da CHP Genel Başkan Yardımcısı Oğuz Kaan Salıcı...
Salıcı'nın, Anadolu'daki il kongrelerini istediği gibi dizayn etmesi, kimi illere kayyum atama, kimi illere de atadığı kayyumları seçtirmek için il yönetimlerini zorlaması, bu hazırlığın bir parçası olarak bakılıyor.
Adı genel başkanlık için geçen ikinci isim ise son günlerde Kuran eğitimini "Ortaçağ zihniyeti" olarak niteleyen ve toplumdan büyük tepki alan Özgür Özel. Özel, sert söylemi ve ötekileştirici diliyle bu şansını azaltsa da vazgeçmiş değil.
Üçüncü sırada ise ben pek ihtimal vermesem de İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu geliyor. Sanıyorum onun gözü daha yukarılarda. İç hesaplaşmanın nasıl seyredeceği bilinmediği gibi Kılıçdaroğlu'nun aday olup olmayacağı ve aday olduğunda genel başkanlıktan istifa edip etmeyeceği de bilinmiyor.
Sadece küçük bir ihtimal olarak yerine Parti Sözcüsü Faik Öztrak'ın atanabileceği de konuşuluyor.
Gördüğünüz gibi CHP içinde tam bir bilinmezlik var. Bu bilinmezliği Kılıçdaroğlu ve ekibinin dış politikadan iç siyasete birçok meselede tutarsız açıklamaları ve yaklaşımları daha da derinleştiriyor ve güvensizliğe yol açıyor. Bunun en çarpıcı örneği de YPG oldu.
HDPPKK ilişkisini görmezden gelmek, tezkereye "evet" diyenleri "cumhuriyete ihanetle" suçlamak bir yana, Kılıçdaroğlu ve ekibi, uzun süre ABD'nin binlerce TIR silah verip desteklediği PKKYPG ilişkisini de görmedi.
O günlerde Kılıçdaroğlu, "Biz YPG'yi terör örgütü olarak görmeyiz" derken, önceki gün çıktığı bir televizyonda bunun tam tersini söyledi:
"Yani YPG'nin bir terör örgütü olduğunu, PKK'nın bir yan kuruluşu olduğunu herkes biliyor."
Tam ibretlik bir durum... Meğer YPG'nin terör örgütü olduğunu herkes biliyor.
Peki, CHP'liler biliyor mu? Mesela partinin önemli isimlerinden Selin Sayek Böke biliyor mu?
Bakın Böke bir açıklamasında ne diyor:
"Ne ben ne arkadaşlarım bir yapının terör örgütü olmadığına dair bir değerlendirme yapacak istihbari bilgiye ve kurumsal yapıya sahip değiliz."
Neyse ki sonunda Kılıçdaroğlu "istihbari" bilgiye kavuştu, sıra diğer CHP'lilerde. Bakalım bu açıklamaya CHP'nin açık, Millet İttifakı'nın gizli ortağı HDP ne diyecek?