Home
22 Mart 2019 ( 32 izlenme )
Reklamlar

Rabia Naz nasıl öldü?

Sözcü yazarı Çiğdem Toker, devlet tarafından sır haline getirilen Rabia Naz'ın ölümüne ilişkin yazdı.

Rabia Naz'ın babası dün gözaltına alınmış akşam saatlerinde serbest bırakılmıştı. 

Çiğdem Toker, "Bir çocuğun ölümünün bu çağda, bir yıl geçmesine rağmen aydınlatılamaması ne anlama geliyor?" diye sordu.

İŞTE TOKER'İN YAZISI:

Rabia Naz Vatan 11 yaşındaydı. Giresun'un Eynesil İlçesi'nde yaşıyordu. 12 Nisan 2018'de evinin önünde yaralı olarak bulundu. Kaldırıldığı Görele Devlet Hastanesi'nde yaşamını yitirdi.

Kızının ölümünün, kendisine bir polis memurunun söylediği gibi atlayarak intihar sonucu meydana geldiğine ikna olmayan baba Şaban Vatan, hak mücadelesi ve adalet arayışı içine girdi.  Kişisel çaba ve olanaklarıyla ulaştığı bilgi ve bulguları sosyal medyadan paylaştı.

Kızına siyah Doblo marka bir aracın çarptığını, hastaneye götüren ambulansın kamera kayıtlarının silindiğini, delillerin karartıldığını, karartmada, çarpan kişinin Ankara'ya uzanan yerel çıkar ve siyasi ilişkiler ağının etkili olduğunu söylüyordu.

“SÜRÜCÜ KAÇTI”DAN İNTİHARA

Vatan'ın çabasından önce zaten İHA ve DHA'nın geçtiği ilk haberlerde Rabia Naz'a bir aracın çarptığı duyurulmuştu. DHA haberinde “Kimliği belirlenemeyen sürücü kaçtı” cümlesi de yer alıyordu. Dahası Trabzon Adli Tıp Kurumu'nun verdiği ilk otopsi raporunun ardından ayrıntılı inceleme için Hacettepe Üniversitesi Adli Tıp Bölümü'ne yapılan başvuru üzerine çıkan  raporda da “ölüm nedeninin trafik kazası olabileceği” kanaati yer aldı.

SORULAR SORULAR 

Şaban Vatan şöyle diyordu: “Polise saat 17.00 sıralarında bir ihbar yapılmış. Eynesil'de bir kız çocuğuna siyah bir aracın çarptığı duyumunu aldım. Bu durumu savcılığa da belirttim. Savcılık. dosyasında şüpheli geçen ölümün nedeni gece saat 12:00'ye kadar trafik kazası, 12:00'den sabaha kadar düşme veya intihar, sabah 06:00'dan sonra ise soru işareti.”

Bulduğu altı tanığın isim ve telefonlarını adli makamlara vermesine karşın, tanıkların dinlenmediğini, “bir elin bu dosyayı kapatmak istediği”ni her yerde söyledi.
Onun çığlıklarına, sosyal medya hesabı üzerinden yurttaş gazeteciliği sergileyen çevirmen Metin Cihan kulak verdi. Vatan'ın bilgi, bulgu ve sorularını  paylaştı, olayın bilinirliğini çoğalttı.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Vatan'ı Ankara'ya davet ederek görüştü, Vatan'ın mülkiye müfettişleriyle görüşmesini sağladı. Bu temasların ardından İçişleri Bakanlığı'nca müfettiş görevlendirilmesiyle birlikte olay yerinde aylar aylar sonra keşif yapıldı. Baba Şaban Vatan, bu keşiften sonra şöyle diyecekti:
“Keşifte kızımın intihar ettiği iddia edilen yerden iki polis yardımıyla yere kızımın ağırlığınca çuval atıldı. Çuval atılınca aşağıdaki yeri parçaladı ve çok yüksek bir şekilde ses çıkardı. Bu durum çocuğumun burada bir intihar girişiminde bulunmadığını ortaya çıkartmış oldu.”

“AKLİ DENGEM YERİNDE DEĞİLMİŞ”

Şaban Vatan dün gözaltına alındı. Kızını kuşkulu bir ölüm ile yitiren, olayı aydınlatmak için çırpınan eşi de gözaltına alınan Atika Vatan'ı aradım.
Eşiyle az önce Görele Adliyesi'ne getirilirken kapıda çok kısa görüşebildiğini, kendisine “Akli dengemin yerinde olmadığına dair raporlar hazırlanmış. Gitmediğim hastanelere gitmiş gibi, yatmadığım hastanelere yatmışım gibi gösterecekler” dediğini aktardı. Atika Vatan'a şunu sordum:

“Eşiniz, bir videosunda, kaldırıldığı hastanede kızınızı muayene eden doktorun ifadesinin hâlâ alınmadığını söylüyor. Hâlâ alınmadı mı?”

“Evet alınmadı. Ortopedi uzmanı, bu olayın bir trafik kazası olduğunu, kızımın ayağından bir kan boşalması gerektiğini, o kanın olmadığını ve yerinin ilaçlı suyla temizlendiğini söylemişti.”

“Eşimi susturmak istiyorlar” diyen Atika Vatan. sözlerini “Onu sustursalar bile artık ben konuşacağım” diye bitirdi.

Soruyla bitirelim: Bir çocuğun ölümünün bu çağda, bir yıl geçmesine rağmen aydınlatılamaması ne anlama geliyor?


Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Bu besin kemik erimesini durduruyor! Özellikle 40 yaşından sonra... Saray’a rest çeken hakimler Özdil yazdı! Tek adam demokra’sisi demeyeceğiz Şahan Gökbakar, bakanlığa sert çıktı: Biz salak mıyız?