Ondan kalan çantasını açan ablaları ikinci kez perişan oldu!
İrem Kütük henüz 21 yaşındaydı. Türkiye'nin en zor kazanılan okullarından biri olan ODTÜ'den yakında mezun olacaktı. O, öğrenci ve insan olarak çok parlak bir isimdi. Sporcuydu, müzisyendi ve doğayı yeşillendirmeden, hayvanları korumaya dek her türlü sosyal etkinliğin baş aktörüydü. Okurdu, yazardı. Ve önceki gün kampüste kaldırımda yürürken ihmaller zincirinin kurbanı oldu. Dün gözyaşları arasında toprağa verdik İrem'i. Ablaları, ondan geriye kalan çantasını açtı. Gördükleri bir kağıtla ikinci kez perişan oldular. Çünkü, dünya iyisi melek kardeşleri organlarını bağışlamıştı!
Orta Doğu Teknik Üniversitesi (ODTÜ) kampüsü içerisinde, kaldırımda yürürken yanından geçen kamyonetin kasasının açılan kapağının başına çarpması sonucu yaşamını yitiren İrem Kütük’ün (21), organlarını bağışladığı ortaya çıktı. Ablası Elif Gündüz, kardeşinin çantasından organlarını bağışladığı yönünde Kızılay’a yaptığı başvuru belgesinin çıktığını, ancak organ bağışının yapılamadığını söyledi.
ODTÜ Psikoloji Bölümü 3’üncü sınıf öğrencisi İrem Kütük, geçen pazartesi günü, kampüsün A4 kapısının olduğu bölgede kaldırımda yürürken, yanından geçen üniversiteye ait Tahir Kepelek yönetimindeki 06 GJ 429 plakalı kamyonetin kasasının arka kapağı açıldı. Kapak, İrem Kütük’ün başına çarptı. Ambulansla Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Kütük, doktorların tüm müdahalesine karşın kurtarılamadı. Kazanın ardından gözaltına alının Tahir Kepelek, tutuklandı. İrem Kütük’ün cenazesi de dün memleketi Konya’da toprağa verildi. Cenazede Kütük’ün tabutunun üzerine duvak örtüldü, mezuniyet cübbesi kondu.
‘O BİR MELEKTİ, MELEK OLDU’
İrem Kütük’ün öğretmen olan ablası Elif Gündüz, kardeşinin bir melek olduğunu, amacının ülkesine faydalı bir birey olmak olduğunu söyledi. Gündüz, kardeşiyle ilgili şunları anlattı:
“O bir melekti, melek oldu. Çok narin, kibar, disiplinli ve çalışkan bir insandı. Her şeyi mutlaka mantığına göre değerlendirirdi. Hayalleri vardı. En başta ‘Ülkeme faydalı olmak istiyorum’ derdi. En büyük hedefi buydu. Bunun için çalışmalar yapardı. Psikoloji bölümünde, daha çok çocuk alanında eğitim almak ve oyun terapisti olmak istiyordu. ‘Yurt dışına gideceğim, çocuk bakıcılığı yapacağım, hem para kazanacağım, hem okuyacağım’ derdi. Ülkeme faydalı olayım, diyordu; ama ölümüyle bile belki bir şeylerin düzelmesinde faydalı olabilecek. Biz, kardeşimizi kaybettik, ama ülkemizde çok iyi bir değerini kaybetti.”
OTİZMLİ ÖĞRENCİLERE EĞİTİM VERİYORMUŞ
Elif Gündüz, kardeşi İrem’in, otizmli öğrencilere gönüllü olarak haftada bir gün eğitim verip, gününü onlarla geçirdiğini ve Toplum Gönüllüleri Vakfı’nda da aktif bir şekilde görev aldığını belirtti.
ORGANLARINI BAĞIŞLAMIŞ
Kazadan sonra haberi alıp hastaneye gittiklerinde kardeşinin organlarının bağışladığını öğrendiklerini belirten Gündüz, ancak kardeşinin organlarıyla yeni hayatla umut olma hayalinin gerçekleşemediğini belirtti. Gündüz, ”Organ bağışında bulunmuş. Cüzdanından bir kart çıkmış, ama biz bunu bulduğumuzda artık çok geçti. Son istediğini yerine getiremedik. ‘Ben öldükten sonra organlarım başka insanlara can versin’ istiyorum demiş ve bunu imzalamış. Kızılay’a organ bağışında bulunmuş. Onu yapamadık. Melekti ve melek oldu. Onu çok özleyeceğiz.” dedi.
Gündüz, kazadan iki gün önce de kardeşiyle telefonla görüştüklerini ve kendisinin öğretmenler günün kutladığını belirtti.
İREM, DOLU DOLU BİR HAYAT YAŞADI
Kardeşinin çocukluğundan beri kimseyi üzüp, kırmadığı tam bir rol model gibi yaşadığını belirten abla Mine Yetiştirici ise şunları söyledi:
“İrem, bizim için çok kıymetli ve değerliydi. Herkes için farklı değeri olan bir insandı. Küçükken bile kimseyi üzmeden, yormadan, kendi başına oyun kuran, oynayabilen, uyuyan ve bunları planlayan düşünen, romantik; ancak mantığını çok doğru kullanan bir insandı. Biz ona kıyamazdık. Çok yoruluyordu. Sen daha çok küçüksün, buna dayanamazsın, hasta olursun bazı şeyleri bıraksan mı, acaba diyorduk. ‘Yok diyordu. Ben kendime çok iyi bakıyorum’ derdi. Tüm vitaminlerini, sağlık değerlerini bile kontrol ederdi. Bir şeyler yapabilmek için çabalardı. Dolu dolu yaşıyordu. Her anını çok güzel bir model olarak aslında hepimizin istediği bir hayat modeli vardır ya, bazı şeyleri hep erteleriz, üşenip, yapmayız. Ama o, yapmak istediklerini hep yapardı. Ben bu ülke için faydalı bir şeyler yapacağım derdi. Bir şeyleri değiştirmeye çalışacağım derdi.”
DERECEYLE MEZUN OLACAKTI
Eğer hayatta olsaydı başarılı bir şekilde dereceyle okulundan mezun olacağını belirten Yetiştirici, “Çok başarılı bir öğrenciydi. Dereceyle mezun olacaktı. Kendisini geliştirecekti. Çok iyi değerler üretecekti. Bunu yapmaya ömrü yetmedi, kısmet olmadı. Tüm gayesi buydu” şeklinde konuştu.
Babası Ali Rıza Kütük de kazada ihmal olduğunun görüldüğünü ve sürücünün tutuklandığını hatırlatılarak, gerekli cezanın verileceği ve yeni canların kaybolmaması içinde önlem alınacağına inandığını söyledi.