Müzakere Masasına Oturmayacağız


İsrail-İran Gerilimi Zirveye Ulaştı
Gerginliğin fitilini ateşleyen olay, 13 Haziran’da İsrail’in İran’daki çeşitli nükleer tesislere ve üst düzey askeri hedeflere düzenlediği kapsamlı hava saldırıları oldu. Saldırılar sonucunda İran Genelkurmay Başkanı, Devrim Muhafızları’nın üst komutanları ve dokuz nükleer bilim insanı hayatını kaybetti. İran Sağlık Bakanlığı’na göre toplamda 224 kişi yaşamını yitirirken, 1.277’den fazla kişi yaralandı.
İran ise bu saldırılara karşılık olarak İsrail’e çok sayıda balistik füze fırlattı. Bu karşı saldırıda 25 kişinin öldüğü, 500’den fazla kişinin yaralandığı bildirildi. Her iki tarafın sivil kayıpları da uluslararası kamuoyunun tepkisini çekti. Türkiye’nin yanı sıra birçok ülke İsrail’i orantısız güç kullanmakla suçlayarak saldırıları kınadı.

İran: Müzakere İçin Ön Şart Barış
İranlı yetkililerin açıklamaları, ülkenin diplomatik pozisyonunu açıkça ortaya koyuyor: Tahran, müzakereye yalnızca bölgede barış sağlanması ve saldırıların son bulması halinde açık. “Savaşın sona erdirilmesine yönelik uluslararası talepler artık daha yüksek sesle dile getiriliyor. Bu baskıların artmasını bekliyoruz,” diyen Erakçi, İran’ın askeri caydırıcılığını koruyacağını da sözlerine ekledi.

İran’ın tutumu, bölgedeki barış çabalarının önünde önemli bir engel olarak değerlendiriliyor. Ancak taraflar arasında güven inşa edilmedikçe, diplomasiye alan açmanın kolay olmayacağı da bir gerçek. Cenevre görüşmeleri, her şeye rağmen diyaloğun tamamen kesilmediğini gösterse de, kapsamlı bir çözüm için uzun bir diplomatik yol haritasına ihtiyaç duyuluyor.
Reklamlar