Home
11 Kasım 2020 ( 14 izlenme )
Reklamlar

Muharrem İnce'den CHP'ye sert eleştiriler....

Muharrem İnce, siyasetin gündeminde öne çıkan gelişmeleri ve Memleket Hareketi oluşumunu CNN Türk'te Ahmet Hakan’la Tarafsız Bölge’de değerlendirdi. 

Muharrem İnce'nin açıklamaları şu şekilde; 

 Ben parti kurallarına uyan birisiyim. Ömrünü burada harcamış birisiyim fakat partinin kararlarına uyarım ama keyfi kararlarına uymam. Sizin kanalı açtım, Yılmaz Hoca yayında dedim eyvah partiden atacaklar.

Sezgin Tanrıkulu’nu gördüm onu da atmadılar. Sonra 2 avukat gördüm birini attılar diğerini atmadılar. Yani keyfi kararlardan bıktık biz 18 yılda. AK Parti 18 yıldır adamına göre muamele yapıyorsa CHP bu yoldan gitmemeli.

Beni atarlarsa ayıp olmaz mı? Nasıl sosyal demokrat partisiniz. Sayın genel başkan konuştuğunda CNN’de oradaydı. Yani beni atarlarsa sayın genel başkanı da atmaları lazım. Bu medya düzeninde biz şikayetçi olduğumuza göre bu yöntemi doğru bulmuyorum atacaklarsa herkesi atsınlar. Hiç kimse çıkmamış olsaydı ben uyardım.

MEMLEKET HAREKETİ

94’te bir iktisadi kriz yaşadık 2001’de ve bugün yaşıyoruz. Biz zihinsel ve sevgi kriz de yaşıyoruz. Bir medya hukuk krizi yaşıyoruz. Bugünkü diğerlerinden farklı. 27 saat bakanın istifasıyla ilgili bekliyoruz. Türkiye garip bir dönemden geçiyor. Türkiye’de bir kriz var ama bunu dillendiren yok. Herkes susmuş kenarda oturuyor seyrediyoruz duvara toslamamızı. Göstergelere baktım ve memleketin durumunu özetledim. Böyle bir ortamda CHP’nin oyu yüzde 65 olması lazım. Böyle bir ortamda CHP seçim diye ayağa kalkmalı. Bahçeli seçim desin diyorlar. Seçim diyorsun da ortada var mı 40’larda 50’lerde bir durum. Umut olamayan bir muhalefet var. İktidarlar muhalefet birbirine çok benziyor. Yeni sistemde gen soru ve güvenoyu yok. Güvenoyu yok, peki CHP’de de yok. Kurultay partinin en üstüdür. Kurultayda iki genel başkan yardımcısı seçilemedi. Kurultay delegeleri seçmedi. Ama sayın genel başkan, güvenoyu alamamış bu genel başkanı yardımcısını başdanışman olarak atadı. Mevcut hükümet güvenoyu istemiyor mevcut CHP’de güvenoyu alamasa dahi danışman adı altında genel başkan yardımcısı yaparım diyor.

‘PARAYLA PARTİ KURDURMA’ İDDİASI

Kastedilen ben değilim ama hedef alınmak istenen benim. 3 tane olay anlatacağım. Bir kurultay öncesinde genel başkan çıktı, 'paralar verildi adamlar tutuldu kurultayı karıştıracaklar' dedi. Muhalefet etmek isteyen biri muhalefet edemedi. Çünkü muhalefet etseydi "Bak Saray’ın adamı" damgası yiyecekti. Millet korktu.  İkincisi Saray’a giden bir CHP’li vardı. Sayın genel başkan ‘biliyorum var’ dedi. Kendisini aradım bu iddialarda bulundunuz diyerek aradım. Gel bir fotoğraf verelim parti yara almasın dedim.  Saray’a giden CHP’li iddiasını ortaya çıkaran gazeteciye dava açtım ben. Gazeteci CHP’den kimlerle görüştü avukatım bunu istedi. CHP genel merkezi dava açamadı ben dava açtım. Bu bir yalan haberdi. Genel başkan 'ben biliyorum' var dedi.  Kastedilen Muharrem İnce değil tamam ama kim? Bana seçim gecesi atılan yalanların, bana seçim gecesi sonuçları vermeyip şu anda partinin yöneticisi. Gece beraberdik neden konuşmuyorsun. İftira atmayın niye diyemiyorsun. Partiden fazla puan aldım diye suç benim. Bunun intikamını alıyorlar. Seçim gecesi başladılar yalanlara. Yalanların kurgu merkezi CHP genel merkezi.  Benim Erdoğan’la bir ton davam var. Aynı lafları o bana söylüyor ceza almıyor. Yalanları içerisinde boğuldular. Ben partimi seviyorum ama bunlarla siyaset yapma şansım kalmıyor. 3 ayda bir iftira atıyorlar.

Beni ne takımda oynatıyorlar ne de yeni takımda oynamama izin veriyorlar. Ben kenara çekilsem benim büyük adam olduğumu anlatacaklar.  Yeni takım kurarsam rakip takımdan para alan adam olarak iftira atacaklar. Antep il başkanımız 3 defa seçildi 2 defa alındı. Adamın 1 günahı var, Muharrem İnce’ye imza vermiş. Bir defa almadılar tamamen intikam. Hilal Kaplan’a gösterdiği nezaketi keşke kendi il başkanına gösterseydi. Koronadan yatan il başkanına sadece ‘geçmiş olsun’ dedi. 9 Kasım’da görevden alıyorlar. Görevden alınan il başkanları bir gün sonra  yine çelenk koymaya gidiyorlar. Bu partiyi mahvediyorlar.

İzmir çok vahim. İstanbul’da öyle. 500 imza ile aday oluyorlar 250 oyla seçiliyorlar. O imzalar zorla alındı. Gönülsüz adam, zorla imza alınmış.

Sürekli yalan söyleyip üzerime iftira atıyorlar. Erdoğan ile Kılıçdaroğlu birbirine benziyor. Erdoğan sıkıştığı zaman dış güçler diye başlıyor Kılıçdaroğlu kendi aday olamıyor, Kılıçdaroğlu sıkıştığı zamanda Saray içimizi karıştıracak diyor. Bunlar Saray ile görüşüyorlar da iki tarafta mutlu bunlar acaba gizli gizli birbiriyle görüşüyorlar mı diye aklıma geliyor .Ben bu düzene karşıyım.  Ben Sayın cumhurbaşkanı ile en sonra telefonda görüştüm. Yeğenim vefat etmişti. Cumhurbaşkanı arayıp başsağlığı diledi. Onun dışında bir temasım yok.

2018 seçiminde başarısız olacağımı düşündüler. 56 yaşındayım siyaseti bırakmam

CHP’de kalmaya sonuna kadar deneyeceğim. Ben CHP’nin düzelmesini istiyorum. Israrlar yapmayın diyorum. Yalan söylemeyin diyorum. Saray  giden CHP’li iddiasında aradım genel başkanı yapmayın dedi.  Sayın Erdoğan dedi, ben Cumhurbaşkanlığımı ortaya koyuyorum dedi. İşte fırsat açıkla. Bir fırsat geçti elimize, sen kurtulmak istemiyor musun yoksa? Ben Atatürk’ün partisine zarar vermek istemiyorum. Atatürk’ün partisinin iktidar olmasını istiyorum. Bu iktidardan ve muhalefetten memnun olmadık diye memleket hareketini başlattık.

Bu arkadaşlarım benim yüzde 98’iinin yaşı benden küçük. 50 kişiyiz. Hepsi dünyanın iyi üniversitelerinden mezun henüz kadroyu tamamlamadık eksiklerimiz var. 45 Aralık’ta kapsamlı program hazırlayacağız. Burada insanlarla çalışıyoruz ve Türkiye’yi geziyoruz. İzmir depremi nedeniyle ara verdik ama yakında başlayacağız. İnsanları dinliyoruz. Ağrı’da gördüğüm derin yoksulluğu Hakkari’de insanların taburede boş boş oturmalarını Giresun2da insanların o seldeki felaketin sonucunda insanların durumunu görmeye gittik. Yani siyasette yeni bir yöntem geliştiriyoruz.

"KONUŞTUĞUM KİŞİLERİN YÜZDE 1'İ 'PARTİDE KAL' DİYOR"

Her gittiğimiz yerde ulusal medya bizi görmese de yerel gazete tarafından haber yapılıyorsunuz. Haritada kırmızı olan iller gezdiğimiz iller. Vatandaş bizi gördüğü zaman parti kur diyor.  Büyük ilçeleri tamamladığımız zaman kararımız vereceğiz. Gördüğümüzü söyleyeyim yüzde 1 ya da 2 kal diyor. Geri kalanı kesinlikle git diyor. En ilginci şurası Doğu ve Güneydoğu’da klişe bir söz duydum. Ama Doğu ve Güneydoğu’da farklı bir şey duydum "Allah aşkına parti kur. Bizi AK Parti ile HDP arasında bırakma". En fazla karşılaştığım bu oldu. 'Biz HDP ile AK Parti arasında sıkışmak istemiyoruz' dediler.  

Merkez Bankası Başkanı sabahın 4’ünde görevden alındı. Dolar gökyüzüne doğru gidiyor. Bakan giderse 1 lira düşer demiştim düştü. Kendi mahallesinden birisi yerine liyakatli birini atasalardı 2 lira düşerdi. Son 8 ayda 40 milyar dolar para kaçmış Türkiye’den. Böyle bir ortamda Cumhurbaşkanı üye sayımız arttı diyor. Böyle bir ortamda bir bilgi krizi var. Makul olma krizi var.  Duvara toslamak üzereyiz. Doların kısa sürede düşmesine bakmayın. Böyle ortamda muhalefetin gümbür gümbür gelmesi lazım… Kararsızlar yüzde 36’ya çıktı. Ben 3. Bir yol öneriyorum memleket hareketindeki arkadaşlarımla birlikte. Buraya gelirken gördüm arkadaşlarımız bir otobüs yaptırmışlar. CHP Genel Merkezi otobüsü Türkiye’yi gezip dinleyeceklermiş. Benden kopya ettiklerini söylemem. 2.5 yıl gecikmeli de olsa güzel yapmışlar. Bugün milletvekillerimizin yaptığın biz 4 Eylül’den beri yapıyoruz.

Ben partimin üyesiyim zaten gelmek isterlerse otobüste yer var. Türkiye’de 92 parti var hiçbirine sormayıp bana sormalarını güzel buluyorum. Demek ki insanlar benim namuslu insan olduğuma inanıyorlar Başka kimseye “Parayı nereden buluyorsunuz?” diye sormadılar. Otobüsümüz 10 yaşındadır. 1 yıllığına kiralanmıştır.

Seçilseydim eğer Türkiye’de yargı reformu yapacaktım. Sonra eski parlamenter sistemi kastetmiyorum. Eski sistemde ucubeydi. Eskisi de ucube. Türkiye’nin bir senatoya ihtiyacı var. Türkiye’de bu olmalı. Türkiye’de olmalı. Dış politikayı herkes konuşmasın. Kusura bakmayın. Uzmanlar konuşsun. 2002’de benden senatör olmazdı ama şimdi olur. Türkiye’de bunu konuşmamız lazım. Türkiye’nin dış politikada bir açmazı var. Türkiye ikili ve küresel konularda savruluyor. İlke yok dış politikada. Mısır’da darbecilere karşıyız ama Mali2de darbecileri destekliyoruz. ABD’de İslam karşıtı gösterilere sesimizi çıkarmıyoruz. Çin’de Uygur Müslüman Türklerine destek olamıyoruz.  Birkaç örnek daha vereyim. Dış politikada o kadar kafası karışık ki herkes her alanda bir şey konuşuyor birbirinden bağımsız. Kanal İstanbul’un neyini tartıştık; Çevresel ve ekonomiye etkileri. Dışişleri Bakanlığı’ndan ciddi bir görüş soruldu mu Montrö ile ilgili. Montrö anlaşmasına göre denizaltılarının gündüz geçmesi var. Yeterince sorgulamadığımızdan o kadar eminim ki Türkiye gücünü belli edip farkına varmalıdır. Konuştuğunu anında yapan bir devlet olmalıdır.

 

"KONUŞTUĞUM KİŞİLERİN YÜZDE 1'İ 'PARTİDE KAL' DİYOR"

Her gittiğimiz yerde ulusal medya bizi görmese de yerel gazete tarafından haber yapılıyorsunuz. Haritada kırmızı olan iller gezdiğimiz iller. Vatandaş bizi gördüğü zaman parti kur diyor.  Büyük ilçeleri tamamladığımız zaman kararımız vereceğiz. Gördüğümüzü söyleyeyim yüzde 1 ya da 2 kal diyor. Geri kalanı kesinlikle git diyor. En ilginci şurası Doğu ve Güneydoğu’da klişe bir söz duydum. Ama Doğu ve Güneydoğu’da farklı bir şey duydum "Allah aşkına parti kur. Bizi AK Parti ile HDP arasında bırakma". En fazla karşılaştığım bu oldu. 'Biz HDP ile AK Parti arasında sıkışmak istemiyoruz' dediler.  

Merkez Bankası Başkanı sabahın 4’ünde görevden alındı. Dolar gökyüzüne doğru gidiyor. Bakan giderse 1 lira düşer demiştim düştü. Kendi mahallesinden birisi yerine liyakatli birini atasalardı 2 lira düşerdi. Son 8 ayda 40 milyar dolar para kaçmış Türkiye’den. Böyle bir ortamda Cumhurbaşkanı üye sayımız arttı diyor. Böyle bir ortamda bir bilgi krizi var. Makul olma krizi var.  Duvara toslamak üzereyiz. Doların kısa sürede düşmesine bakmayın. Böyle ortamda muhalefetin gümbür gümbür gelmesi lazım… Kararsızlar yüzde 36’ya çıktı. Ben 3. Bir yol öneriyorum memleket hareketindeki arkadaşlarımla birlikte. Buraya gelirken gördüm arkadaşlarımız bir otobüs yaptırmışlar. CHP Genel Merkezi otobüsü Türkiye’yi gezip dinleyeceklermiş. Benden kopya ettiklerini söylemem. 2.5 yıl gecikmeli de olsa güzel yapmışlar. Bugün milletvekillerimizin yaptığın biz 4 Eylül’den beri yapıyoruz.

Ben partimin üyesiyim zaten gelmek isterlerse otobüste yer var. Türkiye’de 92 parti var hiçbirine sormayıp bana sormalarını güzel buluyorum. Demek ki insanlar benim namuslu insan olduğuma inanıyorlar Başka kimseye “Parayı nereden buluyorsunuz?” diye sormadılar. Otobüsümüz 10 yaşındadır. 1 yıllığına kiralanmıştır.

Seçilseydim eğer Türkiye’de yargı reformu yapacaktım. Sonra eski parlamenter sistemi kastetmiyorum. Eski sistemde ucubeydi. Eskisi de ucube. Türkiye’nin bir senatoya ihtiyacı var. Türkiye’de bu olmalı. Türkiye’de olmalı. Dış politikayı herkes konuşmasın. Kusura bakmayın. Uzmanlar konuşsun. 2002’de benden senatör olmazdı ama şimdi olur. Türkiye’de bunu konuşmamız lazım. Türkiye’nin dış politikada bir açmazı var. Türkiye ikili ve küresel konularda savruluyor. İlke yok dış politikada. Mısır’da darbecilere karşıyız ama Mali2de darbecileri destekliyoruz. ABD’de İslam karşıtı gösterilere sesimizi çıkarmıyoruz. Çin’de Uygur Müslüman Türklerine destek olamıyoruz.  Birkaç örnek daha vereyim. Dış politikada o kadar kafası karışık ki herkes her alanda bir şey konuşuyor birbirinden bağımsız. Kanal İstanbul’un neyini tartıştık; Çevresel ve ekonomiye etkileri. Dışişleri Bakanlığı’ndan ciddi bir görüş soruldu mu Montrö ile ilgili. Montrö anlaşmasına göre denizaltılarının gündüz geçmesi var. Yeterince sorgulamadığımızdan o kadar eminim ki Türkiye gücünü belli edip farkına varmalıdır. Konuştuğunu anında yapan bir devlet olmalıdır.

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Sağlık Bakanlığı koronavirüs tedavi rehberini güncelledi Yılmaz Özdil’den çok konuşulacak 2019 seçim analizi: Sandıktan ne çıkar? Sözcü yazarı Muratoğlu: Amaç sahra hastanesi kurmak falan değil Sözün bittiği yer