Süleyman Soylu'nun 2 saat süren istifası Saray'dan gelen açıklam ile kadük kaldı. İstifası kabul edilmeyen Soylu'nun bu kararı Erdoğan'la görüşmeden alıp almadığı ise merak ediliyor.
Hürriyet'in AKP'ye yakın yazarlarından Abdülkadir Selvi, bugünkü yazısında istifa kararının Erdoğan'la görüştükten sonra alındığı iddia etti ve o görüşmede geçtiğini iddia ettiği diyaloğa da köşesinde yert verdi,.
Selvi'ni "Erdoğan ile Soylu arasında istifa konuşması" başlıklı yazısında ilgili bölüm şöyle:
Süleyman Soylu, istifa açıklamasında, ”sayın cumhurbaşkanım benim bağışlasın...Onurla yürüttüğüm İçişleri bakanlığı görevimden istifa ediyorum” dediği için, bu kararı Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüşerek mi alıp almadığı tartışma konusu olmuştu.
Süleyman Soylu gibi, tecrübeli bir siyasetçinin kendisini bu göreve getiren ve her defasında arkasında duran Cumhurbaşkanı Erdoğan’a bilgi vermeden böyle bir kararı açıklamasını beklemiyordum. Erdoğan’ın kamuoyuna yapılan açıklamadan istifa kararını öğrenmesine ihtimal vermiyordum. O nedenle işin perde arkasını öğrenebilmek için Süleyman Soylu ile zaman zaman görüştüğüm telefon numaralardan kendisine ulaşmaya çalıştım. Ancak Soylu telefonlarını kapatmıştı. Yakın çevresine ulaştığımda ise, "Cep telefonlarını kapattı. Başka bir numara yanında" yanıtını aldım. Soylu’nun açıklaması kamuoyuna ulaştığı anda o eşi Hamdiye hanımla Ankara’dan, İstanbul’a doğru yola çıkmıştı bile.
İSTİFADAN ÖNCE ERDOĞAN’LA GÖRÜŞTÜ
Peki Süleyman Soylu, istifa kararını açıklamadan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan’la görüştü mü? Edindiğim bilgiye göre görüşmüş. Hem de kapsamlı bir görüşme gerçekleşmiş.Kamuoyuna açıklama yapılmadan önce Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Süleyman Soylu arasında bir görüşme gerçekleşmiş. Soylu, sokağa çıkma yasağıyla ilgili yaşanan kargaşadan dolayı tüm sorumluluğun kendisine ait olduğunu söylemiş. Bedel ödeme adına istifa etmek istediğini ifade etmiş.
ERDOĞAN İLE SOYLU ARASINDAKİ DİYALOG
Erdoğan ile Soylu arasında şu diyalog gerçekleşmiş.
Erdoğan Gerek yok.
Soylu Efendim konjonktür onu gerektiriyor. Sizin elinizi rahatlatmak için istifa ediyorum
Soylu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ikinci bir şey söylemesini beklemeden,”Hakkınızı helal edin” demiş.
DAHA ÖNCE DE İSTİFADAN DÖNMÜŞTÜ
Daha önce de bir kriz yaşanmıştı. Süleyman Soylu, seçim bölgesi olan Trabzon’da istifa sinyali vermiş, "Bugün İçişleri bakanıyız,yarın belki değiliz. Buradan gideriz belki bir daha gelişimiz olmaz" demişti. Soylu bu konuşmayı 24 Şubat 2018 tarihinde Trabzon’da Türkiye Gençlik Vakfı’nın toplantısında yapmıştı. Aynen dün gece olduğu gibi o zamanda cep telefonlarını kapatıp kimseyle görüşmemişti. Bu görüşmeden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan, Soylu’yu İstanbul’a çağırmıştı. Erdoğan ile Soylu, baş başa görüşmüşler. Soylu’nun sıkıntılarını aktarıp, istifa aşamasına geldiğini bildirmesi üzerine Erdoğan, "Seni ben atadım. Git işinin başına" demişti. Erdoğan’ın desteği ile güçlenen Soylu’da Ankara’ya dönüp, İçişleri Bakanlığı’na görevine devam etmişti.
İSTİFAYI GETİREN SÜREÇ
Süleyman Soylu’nun açıklamasında da yer aldığı gibi istifa kararı Cuma gecesi alınan sokağa çıkma yasağı kararıyla ilgili. 10 Nisan günü 30 Büyükşehir ile Zonguldak’ta gece saat 24.00’te sokağa çıkma yasağının açıklanmasıyla birlikte bir kargaşa yaşanmıştı. Soylu, Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan’a yaptığı açıklamada, özeleştiride bulunmuş ve “Eleştirileri de aldım kabul ettim. Hakaretleri de kabul ettim” demişti. Soylu istifa açıklamasında da sorumluluğu üstlendi. “Gayretle ve titizlikle yürütülen bir süreçte, tamamen salgının önlenmesine yönelik hafta sonu sokağa çıkma kararının uygulanmasının sorumluluğu, her yönüyle şahsıma aittir. Başlangıçta kısıtlı saatlerde de olsa ortaya çıkan görüntüler, mükemmel yönetilen bu süreçle uyuşmadı. Yaşadığım onca tecrübe, sorumluluk kısmı üzerimizde olan bu olayda, böyle görüntülere yol açmamalıydı” dedi.
ERDOĞAN İSTİFAYI KABUL ETMEDİ
Süleyman Soylu’nun istifa kararının ardından gözler Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çevrilmişti. Erdoğan istifayı kabul edecek mi, yeni bir isim atanacak mı, yoksa istifa kabul edilmeyecek mi?
Soylu’nun istifa açıklamasıyla, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’nın açıklaması arasında geçen süre zarfında kulislerde birçok senaryo konuşuldu. Ancak tartışmalara Cumhurbaşkanı Erdoğan son noktayı koydu. İstifa kararının ardından İstanbul’a dönen Soylu’nun telefonundan irtibat kuruldu, Cumhurbaşkanı Erdoğan istifayı kabul etmediğini bildirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Soylu’nun istifasının kabul edilmediğini, “Sayın Bakanımız istifa talebini sayın Cumhurbaşkanımıza sunmuş, Cumhurbaşkanımız bu talebi uygun bulmadığını kendisine ifade etmiştir. Bir makam sahibinin istifasını sunması kendi takdiridir, fakat nihai karar sayın Cumhurbaşkanımıza aittir İçişleri Bakanımızın istifası kabul edilmemiştir, kendisi görevine devam edecektir” sözleriyle duyurdu.
Erdoğan, terörle mücadeledeki başarılı çalışmaları için her zaman destek verdiği Süleyman Soylu’nun istifasını kabul etmeyerek, birkaç saat süren tartışmalara son noktayı koydu.
NORMALLEŞME NE ZAMAN BAŞLAYACAK?
Bir süredir iki sorunun peşindeyim.
1 Koronavirüs ne zaman pik noktaya çıkacak?
2 Normalleşme süreci ne zaman başlayacak?
En sonda yazacağımı ilk başta yazayım. İki tarih üzerinde duruluyor. İleride bunların ne anlama geldiğini açacağım. Biri 13 Nisan. Yani bugün. Koronavirüsün yayılma seyrini belirleme açısından önemli. Diğeri ise 20 Mayıs. Peki 20 Mayıs ne anlamı taşıyor? Normalleşmenin başlayıp başlamadığını ölçme açısından da 20 Mayıs kritik bir tarih olacak.
Konuştuğum bakanlara, Bilim Kurulu üyelerine bu soruları soruyorum. Önce ilk sorudan başlayalım.
Bilim Kurulu üyesi Prof. Tevfik Özlü, “Henüz pik noktasına ulaşmadık. İki hafta içinde bu salgını pik noktasına getirip sonra yatay seyre girmemiz lazım” dedi.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ise son günlerde yoğun bakım ve entübe hasta sayısındaki gerilemeye dikkat çekiyor. Bakan, “Yoğun bakıma giren ve entübe olan hasta, sayısal olarak eksiye düştü” diyor. Ağır hastaların durumunda azalma olduğuna işaret ediyor. Türkiye’nin tedavide ciddi başarı gösterdiğinin altını çiziyor. Açıklamalarında sadece vaka sayılarını, ölümleri değil, aynı zamanda tedavi olanların sayısını veriyor. Hatta tedavi olanların sayısındaki artışı biraz daha ön plana çıkarıyor gibi. Peki bu durum umutlanmamızı gerektirir mi, Sağlık Bakanı’nın son günlerdeki mesajları ne anlama geliyor? Bunu Bilim Kurulu üyesi Prof. Tevfik Özlü’ye sordum. “Genel olarak bu eğilim sürerse iyi. Son 10 gündür ağır hastaların durumunda bir azalma var. İyi tedavi ediyoruz. İyileşenlerin sayısı artıyor” dedi.
13 NİSAN VERİLERİ
Bu tünelin ucunda ışığın göründüğü anlamına geliyor mu? Bu soruyu sorduğumda 13 Nisan tarihinin önemli olduğu söyleniyor. Bu tarih Bakanlar Kurulu toplantısında da konuşulmuş. Neden önemli? Çünkü hem pandemi merkezi olan İstanbul, hem de İstanbul’dan Anadolu’ya taşınan virüsle ilgili veriler alınacak. Koronavirüsün kuluçka döneminin sona erip ermediği masaya yatırılacak. Elbette ki günlük hatta saatlik veriler alınıyordu ama virüsün yayılma seyrini görme açısından 13 Nisan tarihi belirlendi.
NORMALLEŞME 20 MAYIS’TA BAŞLAR MI?
İhtiyatlı bir bilim adamı olarak tanınan Bilim Kurulu üyesi Prof. Tevfik Özlü, “Önümüzdeki aylarda daha aydınlık, daha normal günlere dönebiliriz” dedi.
Sahadan gelecek veriler önemli olacak. Sağlık Bakanı Koca’nın dikkat çektiği, ağır hastaların sayısının azalması ve iyileşme oranları tek başına bir gösterge olarak kabul edilmiyor. Bulaşın yayılma hızında gerileme olup olmadığı tespit edilmeye çalışılıyor. Nisan ayının sonuna doğru pik noktasına geleceği, ondan sonra 2 hafta süreyle bir plato oluşabileceği konuşuluyor. Ben de bulduğum her fırsatta, “Eğer sahadan gelen veriler öngörüleri desteklerse, normalleşme süreci ne zaman başlar?” diye soruyorum. 20 Mayıs tarihi işte o zaman karşıma çıkıyor.
“İyi işaretler var. 13 Nisan bir kırılma çizgisiydi. 20 Mayıs’tan sonra ise normalleşme başlayacak diye düşünülüyor” yanıtını alıyorum.
Bunu yazdım diye Bilim Kurulu üyesi hocalarım beni boğmaya kalkışmasın. Elbette ki sahadan gelecek veriler önemli. Sadece karar alıcılar nezdinde konuşulan takvimleri paylaşmak istedim.