Home
13 Mayıs 2021 ( 37 izlenme )
Reklamlar

İşte Sarayda Paniğe Neden Olan Anket

İstanbul Ekonomi Araştırma’nın Mayıs ayı anket sonuçları açıklandı. Açıklanan sonuçlara göre AKP’nin oyu kararsızlar dağıtılmadan önce yüzde 26.3 olarak belirlenirken MHP’nin oyu ise yüzde 6,0 olarak açıklandı.

Kararsızlar dağıtıldığında ise AKP’nin oyu yüzde 33.9’da, MHP’nin oyu ise yüzde 8.6’da kaldı. İstanbul Ekonomi Araştırma’nın açıkladığı anket sonuçlarına göre

Gezici'nin yaptığı son kamuoyu araştırmasına göre ise Kılıçdaroğlu'na destek Erdoğan'ı geçti. Ankete damga vuran bir diğer sonuç kararsızlar oldu.

Ankete katılanların yüzde 47,5'i, "AKP'nin ülkeyi doğru yönetmediğini düşündüğünü” söyledi. Gezici Araştırma Merkezi'nin 2 bin 280 kişi ile mayıs ayında yaptığı araştırma raporuna göre; seçmenin yüzde 8587'si kime oy vereceği kararını vermiş görünüyor. Kararsız seçmen oranı ise yüzde 1214 bandında. Kararsızların yüzde 75’i 1836 yaş arası gençler. Bu seçmenin en önemli sorunları; işsizlik, ekonomi ve gelecek kaygısı. 

Araştırmada Kılıçdaroğlu'nu başarılı bulanların oranı yüzde 38,7 'kısmen başarılı' diyenlerin oranı ise 17,2. Murat Gezici anket sonucuna ilişkin, "ülkedeki ekonomik sorunların artması muhalefeti güçlü kılıyor" değerlendirmesinde bulundu. Gezici, "Türkiye’de kadınlar, seçimler için önemli bir potansiyele sahip. Kadınların tutumlarının ne yönde değiştiği, yapılacak seçimlerin sonuçlarının ne olacağına dair de bir fikir veriyor. Öyle ki şu an baktığımızda, kadınlarda dikkate değer bir tutum değişikliğinin yaşandığını görebiliyoruz. Ve bu tutum değişikliğinde esas payı ise ev kadınları oluşturuyor.

 AKP söz konusu olduğunda, bu partiye daha önce destek veren kadınların yaklaşık yüzde10 – 15’nin partiden kopmaya başladıklarını görebiliyoruz" dedi. "Örneğin 1834 yaş aralığında yer alan kadınların yüzde 60’ından fazlası hükümetin; ekonomi, eğitim ve istihdam alanlarındaki politikasını başarılı bulmadığını ifade ediyor. Çünkü kadınlara ‘Ülkede en büyük sorun olarak neyi görüyorsunuz?’ diye sorduğumuzda, verdikleri yanıtlar arasında ilk sırayı ekonomi oluşturuyor" diyen Gezici, "İşsizlik, eğitim eşitsizliği, gelecek kaygısı, temel ihtiyaçların karşılanamaması ekonomi ile ilgili yakından bağlantılı sorunlar olarak öne çıkıyor. 3449 yaş aralığında yer alan kadınlar da benzer bir şekilde ekonomiyi en önemli sorun olarak görüyor ve büyük bir geçim sıkıntısı yaşadıklarını belirtiyorlar. 

Bu anlamda aslında AKP’ye oy veren kadınların yüzde54’ü hayatından hiç memnun değil; en önemlisi ‘mutlu değilim’ diyor" dedi. Kadınlar arasında ev kadınlarının önemli bir potansiyeli olduğunu belirten Gezici, "Türkiye’de kendisini ev kadını olarak tanımlayan kadınların oranı yüzde 18,5’tir.  Bu kadınlar, toplamda 11 milyona tekabül ediyor. Bunların yüzde 60’ı 2018 Cumhurbaşkanlığı seçiminde Cumhur İttifakı’na oy verdiler. Şu an ise sadece yüzde48’i bu İttifak’a oy verebileceğini söylüyor. Yani yüzde 22’lik bir kayıp söz konusu. Bu ise 2 milyon 200 bin kadına karşılık geliyor. 

Bu kadınlar, AKP’den kopan kadınları oluşturuyor. Son senelerde mutfak masrafları başta olmak üzere ev içi harcamaların maliyetindeki artış, ev kadınlarının karşı karşıya kaldığı sıkıntıları epey artırdı. Ülke ekonomisinde yaşanan sıkıntı, ev içi ekonomide de kendisini yakından hissettirdi ve ev kadınları, bunun en yakın tanığı oldular" ifadelerini kullandı. Gezici son anket ile ilgili şu değerlendirmeleri yaptı: “AKP’den kopan ev kadınları, kent merkezlerinde yaşayan ve aslında ‘sonradan ev kadını statüsüne yerleşen’ kadınlardır. Aynı zamanda mütedeyyin kadınlardır. Daha geleneksel değerlere bağlı, inançlı, fazla çekingen kadınlar… 

Bunlar daha genç oldukları ve aktif bir şekilde çalışıyor oldukları bir dönemde (2011 – 2018 ) ekonomik reformlardan dolayı AKP’ye oy verdiler. O zamanlar AKP’den beklentileri çok yüksekti. Bu partinin, Türkiye’yi ekonomik açıdan güçlü bir ülkeye dönüştüreceğine inanıyorlardı ve çocukları için iyi bir gelecek yaratacağını düşünerek, devlet büyüsün, güçlensin diye oy verdiler. Umut için oy verdiler; fakat daha sonra hayalleri olmadı. Fakat beklediklerini bulamadılar. İşsiz kalıp ev kadını statüsünde yaşamlarını sürdürmeye başladılar. Bu süre içinde aile kurdular, çocukları oldu ve çoğaldılar. 24 ile 43 yaş aralığında yer alan bu kadınlar; bugün işsiz kalan, şiddet gören, geçim sıkıntısı yaşayan, ekonomik özgürlüğü olmayan, başka bir bireye bağımlı hareket eden, mutsuz ve kaygılı kadınlardır.

 Bu kadınlar aynı zamanda kamudan aldıkları yardımlar ile geçinen kadınlar. yüzde32’si, yani her üç ev kadınından biri yardımlar ile yaşamını sürdürüyor. Yardımların önemli bir kısmını ise CHP’li belediyelerden temin ediyorlar. AKP'den kopan kadın oylarının CHP'ye gittiği veya kararsızlar statüsünde kaldığı görülüyor. Öyle ki “Muhalefetin projelerini dinler misiniz?” diye sorduğumuzda bu kadınların yüzde 74,6’sı evet yanıtını veriyor. “Muhalefet ülkeyi daha iyi yönetebilir mi ?”şeklindeki başka bir soruya evet yanıtını verenlerin oranı yüzde 48,7.  yüzde 32,2 ise “belki” yanıtını veriyor. Bu kadınlar artık muhalefete geçmişte oldukları kadar ön yargılı değiller. 

Çünkü CHP’nin 63 yıldır iktidarda olmadığının farkındalar. Bu noktada CHP’li belediyelerden yardımların devam etmesi, mütedeyyin kadın seçmenin CHP'ye eğilimini daha da artıracaktır. Eğer CHP, yerel yönetimlerde yardımların sürmesini sağlarsa, kadınların AKP’den kopmaları devam edecektir. AKP iktidara gelmeden önce ülkenin en önemli sorunu olarak eğitim dördüncü sırada yer alıyordu; şu anda da Türkiye’nin en önemli sorunları arasında eğitim ilk 4’te olmaya devam ediyor.

 Hükümetin, süreç içinde eğitimle ilgili proaktif kararlar alamaması ve İmam hatipler konusunda verimli bir eğitim sistemi oluşturamaması mütedeyyin seçmeni memnun edemedi. Ayrıca kadına karşı şiddet konusunda kayda değer bir iyileşme sağlayamamış olması, hatta sürekli kadını ötekileştiren bir dil kullanması da bu memnuniyetsizliğin doğmasında bir diğer faktör. Çünkü ev kadını konumuna yerleşen bu kadınlar, baskı ve şiddete çalışma yaşamından daha fazla maruz kaldılar. Bu yüzden bugün bu kadınlar, kendi sorunlarının farkında olan ve bu sorunlar için çözüm üreten bir siyaset arzu ediyorlar. 

Ekonomi, işsizlik, geçim sıkıntısı, eğitimsizlik gibi ana sorunlar ortaydayken, siyasetin bu sorunları duymazdan gelmesi kadınları rahatsız ediyor. Kadınlar, kendi gerçek sorunlarına gerçek yanıtlar verilmesini istiyorlar. Dolayısıyla ne iktidar ne de muhalefet, bu kadınları bir “hazır seçmen” olarak değerlendirmemelidir. Bu seçmeni ikna için siyasetin kutuplaştırıcı dilinden uzak durmalıdırlar; gerçek sorunlara gerçek yanıtlar vermek için çaba sarf etmelidirler. 

KARARSIZ SEÇMENLER KİMLER? 

Türkiye’de eğer bir seçim olacaksa, bu seçimlerin kaderi üzerinde belirleyici başlıca güçlerden biri de bu kararsız seçmenler olarak adlandırdığımız kesim olacak. Tıpkı ev kadınları gibi bu kesim de önemli bir potansiyele sahip. Türkiye’de seçmenlerin yüzde 32,8’i karasız seçmenlerden oluşuyor. Bu seçmenler aynı zamanda “sadık olmayan seçmenler”dir. Kararsız seçmenlerin profiline baktığımızda, yüzde 55’nin sabit bir ideolojisini olmadığını görüyoruz. Bu seçmenler kendilerini tek bir kişiye, gruba ya da partiye adamış değillerdir. Kendilerini belli bir grup ile özdeşleştirmemişler.

Toplumsal, kültürel, siyasal değişimleri iyi okuyan ve ona göre yönünü belirlemektedirler. “Yüzer gezer” seçmenlerdir. Dolayısıyla oy verme davranışlarını etkileyen en önemli şey, siyasilerin ya da siyasetin kendi gündelik yaşamları üzerindeki etkisidir. Daha gerçekçidirler diyebiliriz. İdeolojiden ziyade gerçeğe daha çok sahip çıkarlar.

 Bunun dışında yüzde 65’i Parlamenter sistemden yanadır. Parlamenter demokrasinin, Türkiye gibi farklılıklarıyla barışık olmaktan zorluk çeken ülkelerde önemli bir işlevi yerine getirdiğini ve demokrasiyi beslediğini düşünüyorlar. Ayrıca yüzde 92’si ülkenin en büyük sorunu olarak ekonomiyi görüyor. yüzde 88’i ise işsizliği en büyük sorun olarak görüyor. Çünkü kararsız seçmenlerin içinde önemli oranda işsizler bulunuyor. Zira yüzde 30’unun düzenli bir işi yokken, yüzde 40’ı ise işsiz. 

YÜZDE 70'E GÖRE ERDOĞAN YÖNETEMİYOR

 Güncel tartışmaların, gerçek sorunları geçiştirilmek için çıkartıldığını düşünüyorlar. Hükümetin, ekonomide yaşanan krizi gizlediğini ve bu yönde bir adımlar atmadığını ileri sürüyorlar. Açıklanan paketlerin ise sadece bir algı oyunu olduğunu söylüyorlar. Çünkü pek çok reform dile getirilmesine rağmen, hayatlarının iyiye gitmediğini, aksine daha da kötü bir hale geldiğini savunuyorlar.  Yine kararsız seçmenlerin yüzde 70’i Erdoğan’ın ülkeyi yönetemediğini düşünüyor. Geçmişte Erdoğan’ın açıkladığı reform paketlerinin bir heyecan ve umut yarattığını, şimdi ise hiçbir şekilde heyecan uyandırmadığını söylüyorlar.

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Erdoğan “yeni müjde” için çağrı yaptı Kılıçdaroğlu'nun önündeki anket dikkat çekti: MHP'ye kötü haber Hande Soral ve İsmail Demirci: "İyiyiz Demeye Utanıyoruz." Kan damarlarını genişletip yüksek tansiyonu kapı dışarı ediyor!