İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘bazı çalışanların terör örgütleriyle iltisaklı/irtibatlı olduğuna yönelik iddialar’ gerekçesiyle başlatılan ve kamuoyunca 'siyasi sebeplere' dayandırılan teftişle ilgili CHP Genel Merkezi'nde açıklamalarda bulundu.
Teftiş edilmekle ilgili hiçbir sorunlarının olmadığını dile getiren İmamoğlu, "Gelen her teftişimizi nasıl karşıladığımızı, nasıl saygın bir şekilde karşıladığımızı, görevlerini en iyi şekilde yapmalarını için onlara nasıl imkanlar sunduğumuzu en iyi müfettişler bilirler" dedi.
İmamoğlu, bu süreçte İçişleri Bakanlığı'na yazı yazarak bilgi istediklerini, özetle "Kim bu terör iltisaklılar, bize listeyi gönderin, tespit edelim" dediklerini belirtti ve herhangi bir şekilde yanıt alamadıklarını aktardı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın kendilerini hedef alan açıklamalarının ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun 'rol kapmak' adına 'harekete geçtiğini' belirten İmamoğlu, şunları kaydetti:
"Uyuyan bakanlık dün saat 20:00’de bu uykudan uyanıp tweet atarak hakkımızda soruşturma başlattığını duyurdu. Ben devletin Twitter'dan soruşturma başlattığını ilk kez duyuyorum. Demek ki 15 gün sonra aklına geldi.
Sayın Cumhurbaşkanı pazar günü konuştu. İçi siyaset dolu mesajlar verdi. Cumhurbaşkanı'nın konuşmasından Sayın Bakan her zamanki gibi rol kapma çabasıyla ortaya çıktı ve böyle bir açıklama yaptı. İstanbul'da 86 bin çalışanı olan bir belediye başkanı olarak bu açıklamayı kınıyorum. Bakın burada tüm terör örgütlerinin reklamını yapan bir bakan var. Kalın puntolarla yazmış."
İmamoğlu, Soylu'nun paylaşımında 'terör örgütleriyle irtibatlı ve iltisaklı' olduğu öne sürülen kişilerin sayılarının da yer aldığını hatırlatarak şu eleştirileri yöneltti:
"Hangi biriniz sayı ile tespit yapıldıktan sonra teftiş başlatıldığını duydunuz? Yahu ne teftişi? Sen bakanlıksın, terörist konusunda netsen tut kulağından götür at hapse. Böyle bir süreç akıllara zarar.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) iştiraklerinde bir kişinin işe girmeyle ilgili prosedürleri bellidir. Adli sicil kaydı istersiniz, o kişi bu belgeyi de Adalet Bakanlığı'ndan alır. O zaman İçişleri Bakanı yanlış yere soruşturma açıyor. Soruşturma açması gereken yer Adalet Bakanlığı. Biz çünkü işe aldığımız her çalışanın adli sicil kaydını isteriz.
Bence bir başka soruşturma açılması gereken yer de İçişleri Bakanlığı hatta bakanın kendisidir. 'Terörist var' deyip tutuklamıyorsa yapılacak şey işlem başlatmaktır. Ben bir vatandaş olarak sayın Cumhurbaşkanı'nı göreve davet ediyorum."
İmamoğlu, konuşmasının devamında 2019 yılında düzenlenen ve iki kez seçildiği yerel seçimlere değindi.
İktidar partisinin İstanbul seçiminde bütün sandık görevlilerini 'terörist' ilan ettiğini hatırlatarak "Çaldılar dediler sonra dediler ki 'Biz bunu hukuken söylemedik siyasi olarak söyledik' dediler. Günün sonunda ne oldu? Elde var sıfır. Tek bir kişi, bakın seçimin iptal edildiği sürecin öncesinde yine terörist ilan ettikleri binlerce kişiden tek bir kişi ile ilgili ne bir soruşturma ne bir tutuklama ne bir tespit yapıldı. Millet buna artık gülüyor" diye konuştu.
"Bizler iki kere İstanbul’da halkın cevap verdiği yapılan hatadan sonra büyük bir demokrasi dersi vermiş bir süreci yaşamış insanlarız. İstanbul’la ilgili kim konuşuyorsa konuşsun 16 milyon insanın huzurunda konuşurken dikkatli olmaya davet ediyorum" ifadesini kullanan İmamoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz bugün İstanbul olarak 1 milyona yakın sosyal yardım talebi almış kurumuz. Burada bulunan belediye başkanı arkadaşlarım bunları milyonlarca diyebilecek bir durumdayız. Bu kadar güncel ekonomik ve problemli bir süreci yaşarken İçişleri Bakanlığı’nın ortaya koyduğu bu tavrı tamamen gündemi kaydırma başka yere taşıma çabası olduğunu düşünüyorum. Bizim verilemeyecek hiçbir hesabımız yoktur. Hele hele vatanperverliğimizi, cumhuriyetimize bayrağımıza olan duygularımızı sorgulayacak kişi henüz doğmadı bu topraklarda."
İmamoğlu, konuyla ilgili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın "Utanmadan bana mektup gönderiyor, 'Böyle bir şey yok' diye" tepkisini de eleştirdi. Erdoğan'ın yanlış bilgilendirildiği, aldatıldığı yönündeki görüşünü yineleyen İmamoğlu, PKK lideri Abdullah Öcalan'ın İstanbul seçimleriyle ilgili yazdığı mektubu hatırlattı.
Söz konusu mektupta Öcalan, İmamoğlu'nu destekleyen HDP'li seçmenlere 'tarafsız kalın' çağrısı yapıyordu.
"Sayın Cumhurbaşkanı eğer utanılacak mektup arıyorsa ben hatırlatayım; 31 Mart seçimlerimde rakibim lehinde cezaevinden rica edilen mektup utanılacak bir mektuptur" diyen İmamoğlu, ardından "Benim mektubun hiç utanılacak bir mektup değildir. Benim mektubum bir uyarı mektubudur. Bundan sonra da yazmaya devam edeceğim. Ama açıkçası benim saygılı ve bilgilendirici bir dilim vardır" diye konuştu.
Sözlerini noktalarken İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu bir kez daha eleştiren İmamoğlu, şunları kaydetti:
"Bunları tespit etmiş bakan yerinde oturuyor, gevrek gevrek de bunları basının önünde söylüyor. O kişiler de İBB 'de görev mi yapıyor şu anda? Valla hemen İçişleri Bakanı görevinden istifa etsin. Görevini yapmayan İçişleri Bakanı, ya görevini yapsın onları tutuklasın ya da benim 15 gün önce kendisine yazdığım mektuba yanıt versin.
15 gündür bunu bize açıklamayan basın önünde açıklayan bu akıl nedir biliyor musunuz? Aynen şöyle; biz onu hukuken söylemedik siyaseten söyledik diyecek yarın öbür gün. Ayıptır. Derhal tutuklasınlar. İstihbarat ben değilim, otursunlar İçişleri Bakanı Adalet Bakanı gitsinler Sayın Cumhurbaşkanı'na bu konuda hesap versinler hesap verecek ben değilim. "
Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş da CHP'li 11 büyükşehir belediye başkanı olarak en geç yarın ortak bir açıklama yayınlayacaklarını duyurdu.