Hayat hikayesinden kariyer yolculuğuna, merak edilenlerini anlattı.Katıldığı “Var Mısın Yok Musun” yarışmasıyla tüm Türkiye onu tanıdı. Şimdilerde de "Gelinim Mutfakta" programının sunucusu olarak çok seviliyor…'Korkunç bir 5 yıl yaşadım!'
Yetimhanede büyüyen Nursel Ergin'in gözyaşları: Ben annemi hiç tanımadım!
Filmleri aratmayan bir hayat hikayesi var… Annesiyle babası boşanınca, ağabeyiyle birlikte yuvaya verildi. Kendi ayaklarının üstünde durmayı çok küçük yaşta öğrendi. Katıldığı "Var Mısın Yok Musun" yarışmasıyla tüm Türkiye onu tanıdı. Şimdilerde de ekranların en sevilen sunucuları arasında yer alıyor… Nursel Ergin, Sabah TV'de 'Yasemİnce İtiraflar' programında bu haftaki konuğum oldu. Hayat hikayesinden kariyer yolculuğuna, merak edilenlerini anlattı.
"Gelinim Mutfakta" programının sevilen sunucunu Nursel Ergin, Sabah TV'de birbirinden çarpıcı açıklamalara imza attı. Yuvada büyüyen sunucu, "amcam bizi evlatlık alındıktan sonra korkunç bir 5 yıl yaşadım. Kabustu yani, hiç güzel günler değildi" ifadeleriyle dikkatleri üzerine çekti. Cimri biri olmadığını belirten Ergin, "Hiç param olmasın, mesela bu sektörden şu an silineyim, giderim çöp bile toplarım. Umurumda olmaz, ben ekmeğimi taştan çıkarırım." sözleriyle izleyenleri şaşırttı. İşte röportajın tüm detayları…
Annesini hiç tanımadığını dile getiren Ergin şunları söyledi:
“Bunu ilk defa bu kadar açık anlatmış olayım, 'bana ne oldu' diye…Annem ve babam ayrılmışlar, ben bir abim ise iki yaşında… Annem bizi almaya çalışmış ama anne tarafı istememiş. Bu sefer annem geri dönmüş. Bu kez de baba tarafım annemi istememiş. Bizi bir sürü kişi istemesine rağmen babam bizi alıp yuvaya götürmüş. Ben annemi hiç tanımadım. İçimde sürekli bir kor… Benim annem kim? Ben acaba anneme mi benziyorum, babama mı benziyorum? Beni kim doğurmuş çok merak ettim gerçekten
Ben dedim. 'Annemi bulacağım' Buldum da… Afyon’da yaşıyor, evlenmiş bir sürü de çocuğu olmuş, bizi unutmuş. Sonra beni görünce düştü bayıldı, bayılınca daha çok kızdım. Çünkü ben onun daha güçlü bir kadın olmasını isterdim. Ama aramızda hiçbir elektrik olmadı. Sanki hiçbir şey olmamış gibi… Sonra annem bana bizimle kalmak istediğini söyledi ama bir sürü çocuğu vardı ve ben bir kez daha çok kızdım anneme…
Çünkü bu kez de diğer çocuklarını bırakacaktı. Çok alışmış çocuk bırakmaya…O an benim için annem bitti. Çünkü annelik bir armağan ve çocuklarına sahip çıkacaksın. Ama ben çok eksik kaldım. Yaşadıklarımı nasıl silebilir, benim annem silemez ki... Bazı şeyler 'büyüdükçe düzelir' dedim. Düzelmedi. Daha da büyüdü. Bizim için yapılacak hiçbir şey yok biz mağdur edilen çocuklarımız maalesef…” dedi.
-Röportajlarıma konuklarımın çocukluk anılarını sorarak girerim ama sizinki çok hüzünlü… O günleri düşününce, tam olarak neler hissediyorsunuz?
Bu konu benim çekindiğim bir konu değil, üzüldüğüm hiç değil. Herkesin bir hikayesi var. Anne babayla büyümüş gözüken, her şey yolundaymış gibi bir evin içinde büyüyen çocuktan daha özgür büyüdüm ben. Tabular olmadan, baskı olmadan büyüdüm. Aslında kendi kişiliğim açısından çok büyük avantajları olan bir durum böyle büyümek. Ve beni ben yapan özellik bu. Hür doğdum, hür yaşarım'ı ben 1 yaşından beri yaşıyorum. Düştün mü? İstersen kalk istersen kalkma, kaldıracak kimse yok. Aslında hayatın matematiği bu, bunu bir anlasa herkes… Düştüysen eşek gibi birinden yardım istemeden kalkacaksın. Benim öyle bir lüksüm hiç olmadı.