Yatağımdan fırladım, gözlerimden yaşlar süzülürken “Git buradan!” diye bağırdım. Önce durdu, sonra gülümsedi. “Sadece konuşmak istemiştim,” dedi. Ama o sesin içinde bir tuzak vardı. Kapıya koşarak çıktım. Sokak lambalarının altında yalnız başıma ağlaya ağlaya yürüdüm. Nereye gideceğimi bilmiyordum.
Ertesi gün her şeyi eşime anlattım. Yüzüme bile bakmadı. “Abartıyorsun,” dedi. Kızım beni suçladı. Oğlan, bana iftira attığımı söyledi. Ne kadar ağlasam da, ne kadar anlatmaya çalışsam da… Kimse bana inanmadı. Evden gitmek zorunda kaldım. Kendi evimden, kendi yuvamdan…