Burdur’un Yeşilova ilçesinde bulunan Salda Gölü’nde, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Millet Bahçesi ve Millet Bahçesine ait Sosyal Donatıları ile Altyapı ve Çevre Düzenlemesi İhalesine karşı Halkın Kurtuluş Partisi (HKP) dikkat çeken bir adım attı.
HKP Yeşilova Cumhuriyet Savcılığına AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Orman ve Su İşleri Bakanı Bekir Pakdemirli, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy ile Toplu Konut İdaresi Başkanı Ömer Bulut, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Yusuf Kandazoğlu ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu Üyeleri hakkında Temel Milli Yararlara Karşı Faaliyette Bulunmak Üzere Yarar Sağlama (TCK 305), Görevi Kötüye Kullanmak (TCK.257/1,2), Anayasayı İhlal, Çevre ve Milli Parklar Kanununa Muhalefet’ten suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusunun ardından HKP’liler Yeşilova Belediye Başkanı Mümtaz Şenel ile görüşme yaptı. Yapılan görüşmede Şenel’den Salda Gölü’nde AKP tarafından yapılmak istenilen talan hakkında bilgi aldı.
HKP’liler daha sonra Salda Gölü’ne geçerek basın açıklaması yaptı.
“TARİH BU SİYASİ İKTİDARI ÇEVRE, DOĞA VE TARİH KATLİAMLARIYLA LANETLE ANACAK”
HKP’lilerin açıklaması şöyle:
“AKP’giller şimdi de doğal varlıklarımıza göz dikti.
İktidara getirildikleri günden bu yana, kamu mallarını aşırmaktalar, yakınlarına ve yandaşlarına peşkeş çekmekteler, yerliyabancı para babalarına yem etmekteler.
Tarih bu siyasi iktidarı çevre, doğa ve tarih katliamlarıyla lanetle anacak.
Yeraltı ve yerüstü zenginliklerimizi batılı emperyalistlerin kullanımına açarak, ormanlarımızı, akan sularımızı, derelerimizi, barajlarımızı tahrip ettirmekteler.
Sanki kendileri bu topraklarda yaşamıyorlarmış gibi…
Kaz Dağları’ndaki Kanadalı şirkete 200 bin civarında ağacımızı katlettirdikleri yetmiyormuş gibi, beyaz kumları, masmavi rengiyle ülkemizin Maldivleri olarak bilinen Salda Gölünü de TOKİ eliyle betona kestirecekler.
Neymiş; “alandaki çarpıklığı düzeltip çöp dağlarını temizleyecekler”miş…
Bir an için bunun doğruluğunu kabul edelim, bunun için“millet bahçesi”ne ne gerek var?
Millet Bahçesi adı altında, Salda Gölü çevresinde yapacakları yapılaşma ile yörenin doğal güzelliklerini tahrip edecekler. Ve hatta birkaç yandaşa da haksız kazanç sağlayacaklar.
Çünkü, halkımızın deyişi ile “perşembenin gelişi çarşambadan belli” de ondan.
Bu siyasi iktidar, 17 yıllık uygulamalarıyla, yalnız insana değil Tarihe ve Tabiata da hiç saygı duymadığını, Sevgi beslemediğini onlarca uygulamasıyla göstermiştir.
Şehirlerimizin tarihi dokusunu, yeşil alanlarımızı, kıyılarımızı acımasızca tahrip etmekte, yok etmektedir. Şehirlerimizdeki Tarih varlıklarını kazıyıp, yerlerine iş merkezi, katlı otopark, lüks konutlar yapmaktadır.
Dünyanın en güzel yerleri arasında gösterilen kıyılarımız, yakıp yıkılarak, turistik otellerle, pahalı konutlarla doldurulmaktadır.
Salda Gölü’nün da başına aynı belayı saracaklar…
Oysa Salda Gölü; Mars Gezegeninin yüzey özelliklerini taşıyan (magnezyum yüklü beyaz kayalar) dünyadaki iki bölgeden biridir. Yüzlerce kuş türünün yaşam alanlarındandır. Dört çeşit balık tutulan gölde Yosun Balığı, Salda Gölü’en endemiktir. Yine 301 sucul ve karasal bitki türü ve Salda Bataklık Sığırkuyruğu da Salda’ya endemik bir türdür.
Yaklaşık 2 milyon yıl önce oluştuğu sanılan Salda Gölü; çevresi ile birlikte 1989 yılından beri Doğal Sit Alanı kapsamında olup, 2006 yılında Turizm merkezi ilan edilmiş,Tabiat Parkı statüsündedir.Burasının aslında Milli Park ilan edilmesi gerekmektedir.
“PARA VE KÂR TANRISINA TAPINAN PARA BABALARI VE ONLARIN SİYASİ İKTİDARLARININ”
Ancak, AKP’gillerde nerede bu doğacı, çevreci yaklaşım?
Onlar “uzaya çift şeritli yol yaptık desek buna bile inanacak kitlemiz var” diyerek halkımızı ahmak yerine koymaya devam etmekteler.
Kaz Dağlarını Kanadalı Emperyalist tekele peşkeş çekerken, Salda’yı da yandaşlarına yeyim ettirecekler.
Oysa yaptıkları yürürlükte bulunan yasalara göre açıkça suçtur.
Yöre halkının da yoğun tepkileri bulunmaktadır. Ama bunları dinleyen kim?
Valilik Salda Gölü’yle ilgili uygulama imar planlarını 10 Temmuz tarihinde ilan ediyor, İmar planlarına yönelik olası itirazlar için İmar Yasasında öngörülen otuz günlük süreyi beklemeden TOKİ; alel acele ihale yapıyor.
Kimden neyi kaçırıyorsunuz?
Anayasanın 56 maddesinde: Herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu, Çevreyi geliştirmenin, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemenin Devletin ve vatandaşların ödevi olduğu belirtilmesine karşın, bunlar fütursuzca çevre ve doğa tahribatı yapıyor…
Yine Çevre Kanununda, Kültür ve Tabiat Varlıklarının Korunması Kanununda, Kamu İhale Kanununda idarenin uymakla yükümlü olduğu birçok kurala uymadan, yangından mal kaçırırcasına Salda İhalesini yapıyorlar.
Çünkü kendilerini hiçbir yasa ile hiçbir kuralla bağlı görmüyorlar…
Fakat, bu yapılanlar yürürlükteki yasalara göre suçtur ve TCK 305’inci maddede tanımlanan “Temel millî yararlara karşı faaliyette bulunmak için yarar sağlama” suçunun kapsamına girmektedir.
Bu nedenle, Halkın Kurtuluş Partisi tarafından; Tayyip ERDOĞAN, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat KURUM, Orman ve Su İşleri Bakanı Bekir PAKDEMİRLİ, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri ERSOY ile Toplu Konut İdaresi Başkanı Ömer BULUT, Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü Yusuf KANDAZOĞLU ve Kültür Varlıklarını Koruma Yüksek Kurulu Üyeleri hakkında Suç duyurusunda bulunulmuştur.
Bugün itibariyle Yeşilova Cumhuriyet Başsavcılığına verilen suç duyurusu dilekçesinde; “temel milli yararlara karşı faaliyette bulunmak” suçu görev dokunulmazlığına girmediğinden şüpheliler hakkında doğrudan soruşturma yürütülmesi talep edilmiştir.
Herkesin de çok iyi bildiği gibi, bütün bu tahribatlar, hükümetleriyle, yerel yöneticileriyle para babalarının emrindeki siyasiler yapmaktadır.
Türkiye’nin en Yurtsever en Çevreci ve Kamucu Partisi HKP iktidarında;
Kıyılarımız, koylarımız, yeşil alanlarımız, göllerimiz, nehirlerimiz ve denizlerimiz de gözümüz gibi korunur. Kirletilmez, bozulmaz.
Para ve kâr tanrısına tapınan para babaları ve onların siyasi iktidarlarının, bu insan, tarih ve doğa katliamları onların cibilliyeti iktizasıdır. Torunlarımız bunları lanetle anacaktır.”