Home
03 Mayıs 2020 ( 26 izlenme )
Reklamlar

Canan Kaftancıoğlu'ndan Ahmet Hakan'a: Hakkımda yazılan bir yazıya ilk defa bir yorum yazıyorum

Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ahmet Hakan, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu'nun kendisine gönderdiği mesajı köşesinde yayınladı.

"Dün bu köşede çıkan “Kaftancıoğlu ve Şenocak’taki iki yanlış” başlıklı yazım üzerine...  CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu’ndan bir mesaj aldım." diyen köşe yazısının ilgili bölümü şöyle:

"Öncelikle düzeyli yaklaşımı, güzel üslubu ve yapıcı tarzı nedeniyle Canan Kaftancıoğlu’na çok teşekkürler.

*

Gelelim mesajına...

Şöyle diyor mesajında Canan Kaftancıoğlu:


“Erken seçim sorusuna dair ‘erken seçim ya da başka bir şey’ dediğimde ‘normal seçim’i kastettiğim oldukça aşikâr... Böyle bir cümle ile içinde tehdidi geçtim, nefret söylemi barındıran iki tutumu eş tutmamanız gerekirdi.

İfade ettiğiniz gibi bana göre aşikâr olan, okuyana göre muallak olabilir. İdeolojik olarak darbelere karşı tutumumu bilmedikleri için kesin böyledir diye düşünülmüş olabilir. Bu ve benzeri haklı gerekçelerle sorulduğunda açıklanmayı gerektirir bir ifadeye dönüşebilir.

Ancak politik ve ideolojik altyapısı olması ve rakibi tanıyor olması gerektiğine inandığım bir kişinin yani bir il başkanının fırsattan istifade neredeyse açık tehdit mesajına şartlı destek vermenin takdirini yine size bırakıyorum. Hakikaten söz tükeniyor kimi zamanlarda.

NOT: Hakkımda yazılan olumlu ya da olumsuz bir yazıya dönük, yazarına sanıyorum ilk defa bir yorum yazıyorum.

Beni boşverin siyasette nefret söylemi ve tehdidi meşrulaştırma üzerine düşünmenizi öneririm. Hakikaten çok tehlikeli...

Kolaylıklar...

Canan Kaftancıoğlu”

*

Canan Kaftancıoğlu’nun bu yazdıkları hakkında söyleyeceklerimi yedi maddede özetledim:

*

BİR: Siyasette nefret söylemi ve tehdit... İkisine de asla tolerans gösterilemez! Ne toleransı yahu? İkisine karşı da elbirliğiyle sonuna kadar mücadele edilir mücadele!

*

İKİ: Bu arada şunu da unutmamalıyız: Kısa bir süre önce 15 Temmuz gibi bir alçaklığı yaşamış bir ülkede darbe imasında bulunmak... Tehdidin en büyüğüdür, nefret söyleminin şahikasıdır!

*

ÜÇ: Darbe iması devreye girdiği anda... Nefret söylemi de, tehdit de devreye girmiş olur. İpin ucu kaçar yani. Kimin ne dediğinin önemi kalmaz. Her türlü tehdit ve nefret söylemi havada uçuşur. “Ne yapıyorsun yahu! Kendine gel” denmez, denemez.

*

DÖRT: Bir siyasetçi olarak “Galiba kendimi iyi ifade edememişim. Bu söylediğimden darbeyi ima ettiğim algısı çıkabilir” diye düşündüğünüz anda... Saniye sektirmeden... “Durun!” diye haykırmanız gerekirdi. “Ben asla darbeyi ima etmedim” diye feryat etmeniz gerekirdi. “Darbe diye bir şeyi aklımdan geçirmem söz konusu bile olamaz” diye ortalığı ayağa kaldırmanız gerekirdi.

*

 BEŞ: Bir siyasetçi, kendini iyi ifade edememiş olabilir. Normaldir. Yanlış anlaşılmaya uygun bir söz söylemiş olabilir. Normaldir. Hatta istismara kapı aralayacak bir sözü ağzından kaçırmış olabilir. Normaldir. Normal olmayan bu derece vahim bir yanlış anlamayı düzeltmek için acil olarak harekete geçme girişiminde bulunmamasıdır.

*

ALTI: Canan Hanım! Eğer bu yanlış anlamayı anında düzeltecek bir iletişim stratejisi geliştirebilseydiniz... Ve AK Parti İl Başkanı, bu düzeltmeye rağmen tehdit diline ve nefret söylemine başvursaydı... Siz sonuna kadar haklı, AK Parti İl Başkanı sonuna kadar haksız olacaktı. Ve ikinizi bir tutmak, işte o zaman çok ama çok utanılacak bir şey olacaktı.

*

YEDİ: Bana gönderdiğiniz bu açıklama... Hayli gecikmiş olarak da olsa... Yanlış anlamayı düzeltme çabası olarak kayıtlara geçmelidir. “Yanlış anlaşıldım, darbeyi ima etmedim” demiş oldunuz... Şu andan itibaren sizin o sözünüzün “darbe iması” muamelesi görmesi, işin istismar edilmesi anlamı taşır. Ben de size “kolaylıklar” dilerim.

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Evli bir adamla ilişkisi olduğu ortaya çıkan Japonya güzeli tacını geri vermek zorunda kaldı Tiroid Hastası Olduğunuzun 6 Gizli İşareti Türk bankacılar konuştu, Reuters bombayı patlattı: Erdoğan'a büyük şok! Koronavirüsü yenen İlker Cumbul, hastalığı nasıl farkettiğini ve nasıl yendiğini anlattı