Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı ve Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, Dünya Sağlık Örgütü'nün Koronavirüs salgını için 'En kötüsünü görmedik' açıklamasına katılmadığını belirterek, "Şu ana kadar yaptıkları tahminin yüzde doksanı yanlış çıktı. DSÖ daha çok gelişmekte olan ülkeler için öneriler geliştiren önemli bir örgüt ama onların önerileri her ülke için geçerli değil. Şu ana kadar söyledikleri tahminleri tutmadı" dedi.
Enfeksiyon uzmanı Prof. Ceyhan, Koronavirüs salgınına karşı değerlendirmelerde bulundu. NTV'ye bağlanan Ceyhan, DSÖ'nün 'En kötüsünü görmedik' açıklamasına katılmadığını söyleyerek, "Bunu diyebilmek için o ülkelerin ne yapacağını bilmek lazım. Siz vakaların sayısını indiremiyorsanız ekstra tedbirlerle vaka sayısını aşağı çekmeli. Bu iş bin civarında giderse uzun süre herhangi bir ülke dayanamaz. İnsanlar mesafeden maskeden yoruluyor bunu devam ettirseniz sağlık personeli, ekonomi yorulacak ve önlemler gevşeyince vakalar artacak. Ekonomiyi bozmadan insanları eve kapatmadan bazı önlemler uygulanabilir ve bu etkili olur" ifadelerini kullandı.
Ceyhan, virüsün aşıyla ve toplum bağışıklığıyla bitmeyeceğini savunarak, virüsün iki yıl içinde mutasyona uğrama ihtimalinin yüksek olduğunu ve pandeminin bu şekilde sona ereceğini söyledi.
Maske yasağı güzel ama insanlar ne oranda uyguluyor bunu. Bununla ilgili yeterince bir çalışma yok. Maske tek başına yüzde 86 korur. Mesafe tek başına yüzde 82 korur. İkisi birlikte yüzde 97 korur. Mesafeyi de sağlamak zorundayız ama sağlayamıyoruz bazen. Özellikle toplu taşımada. Mutlaka kademeli mesafe uygulamasına geçmek zorundasınız. Eve dönüş ve gidiş saatleri farklı olursa insanlar ulaşım araçlarında kalabalık oluşturmazlar. Toplanmalara da sayı kısıtlaması getirilmeli. Taziyeden 190, nişan yemeğinden 100 vaka çıktığını görüyoruz. Bu şekilde bir kısıtlamanın yararı olur. Biz ne yaparsak yapalım belirsiz insanlardan bulaş devam edecek. Bunların tamamına ulaşıp bulma şansı yok, ama belli meslekleri tarayabiliriz. Şoförler, kabin personeli, garsonlar, gişe memurları vs. Bunları tarayıp buldukça sıfıra indirebiliriz. Çin 11 milyonluk Vuhan'da 10 milyonluk tarama yaptı. Biz de en azından riski yüksek meslek gruplarına bunu yapabiliriz. 65 yaş üzerini daha iyi koruyabiliriz. Diğer insanların kontrollü olduğu gidebilecekleri alanlar gösterebiliriz, onlara ihtiyaçları olan yerlere haftada bir gün hizmet sağlayabiliriz. Böyle azaltabiliriz. Böyle gidersek sistemin buna dayanması zor görünüyor.
İnsanlar maske ve mesafe kuralına dikkat ettikçe her şeyi yapabilirler. El hijyeni zaten her zaman gerekli olan bir şey. Maske ve mesafeye dikkat ettikçe bu insanlar tatile ve düğüne gidebilir. Bunlarla karşılaşan kişilerin dikkatsiz olması beni endişelendiriyor. Yavaş yavaş ama devam eden bir artış gözlemliyoruz, bu hızlanabilir. Devlet birçok önlem alıyor bunun için, çok kısa sürede inmişti. O zaman yasak vardı.
"Bu salgının aşıyla bitme olasılığını yüksek görmüyorum. Etkili bir aşı geliştirilebilir. Aşıyla bireysel koruma sağlanır ama toplumsal bağışıklığı için tamamına yapmanız lazım. Tamamına yapınca da bu aylarca üretim gerektirir, büyük depolar gerektirir, taşınması aylar sürer. Özellikle bu aşının risk grubu olan kişilerde de etkili olduğunu göstermek zorundasınız. Bu da uzun yıllar alır. Türkiye'ye yüz bin doz gelebilir, belli gruplar seçilebilir.
"Her ay bin civarında vaka görülüyor bunun on katı da bağışık hale gelirse. Bizde toplum bağışıklığı için 11 yıl lazım. Bu da hayal. Geriye sadece virüsün mutasyonu kalıyor. Çok yüksek oranda gelişebileceğini düşünüyorum. Koronavirüs mutasyona uğrayabilen bir virüs. Şimdiye kadar influenza ve Koronavirüs salgınlarına bakınca bunnu iki yıldan daha kısa sürede geliştiğini görüyoruz. İki yıla kalmadan bir mutasyona uğrayacağını ve pandeminin son bulma ihtimalinin yüksek olduğunu düşünüyorum. Pandemilerin tarihine bakınca böyle görünüyor."