Home
30 Haziran 2020 ( 16 izlenme )
Reklamlar

Bülent Arınç: Bizi Zamanında Uyarabilselerdi...

Bülent Arınç, tartışmalara yol açan 'Hiçbirimizin masum değiliz' sözünü açıklamaya çalıştı ve bu sefer 'bu sözüm herkes suçludur anlamında değildir' dedi.


Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Bülent Arınç’ın Haber Global’de Jülide Ateş’e söylediği sözler tartışmalara yol açmıştı. Habertürk’te Didem Arslan Yılmaz’ın sunduğu programda açıklama yapan Bülent Arınç sözlerini toparlamaya çalıştı. Programda gazeteci Metin Özkan, CHP Elazığ Milletvekili Gürsel Erol ve İYİ Parti İzmir Milletvekili Musavvat Dervişoğlu da Arınç’a sorular sordu. İşte Bülent Arınç’ın açıklamaları ve diyaloglar: BÜLENT ARINÇ: 1995 seçimlerinde parlamentoya girdim. 5 dönem hiç ayrılmadan yaptım. İlk tanıdığım arkadaşlardan bir tanesi Metin Özkan’dı. Bana hiç saygısızlık yapmadı. Ama bu programda ve öncesinde konuştuklarına bakarak söylüyorum ki, Metin Özkan benim eski dostum Metin Özkan değil.

 Metin Bey yıllar içerisinde dönüşüm yaşamış. Benim söylediklerimi ilkokul çocuğu bile anlar, üniversite mezunu anlar, hele hele siyasetçiler çok iyi anlar. Metin Özkan’a rica edeceğim, benimle ilgili konuşurken saygıyı elden bırakmasın. Bu söz bir şarkı sözü, bir deyim olsa bile güzeldir; masum değiliz hiçbirimiz. Bu FETÖ meselesi 15 Temmuz hain, alçak bir darbe girişimidir. Bunu yaşadık, sonuçlarını görüyoruz. Sadece 250 şehidimiz, 2 binden fazla yaralımız, Meclisimizin, evimizin yanındaki jandarmanın bombalanmasının yanında çok daha büyük felaketlere yol açtı. Çok insan büyük kayıplara uğradı. Elinde makinalarla masum insanları katledenler için konuşmuyorum. Ben diyorum ki, bize düşen adil yargılama yapmak ve hesabını görmek. Zaten yargı da bunu yapıyor.


‘BAYKAL HARİÇ BÜTÜN SİYASİ LİDERLER FETÖ İLE GÖRÜŞTÜ’

 O konuşmam 1,5 saat kadar sürmüştür. Julide Hanım dedi ki, ‘siyasi ayağı araştırılmalı’, yüzde 100 araştırmalı. Bu FETÖ ejderhası, Frankeştayn haline gelmiş bir örgüt zaman içerisinde silah kullanacak, devlete zarar verecek, masum insanlarımızı katledecek bir noktaya geldi. Diyanet 15 Temmuz’dan sonra manevi ve dinsel açıdan irdeleyen bir rapor yayınladı. Bunlara sempati duyanların ortak noktalarını az çok biliyorum. Bütün siyasetçiler, bunun içerisinden belki sayın Deniz Baykal’ı çıkarmak lazım. 

Ama bütün siyasetçiler bunlarla biraraya gelmişlerdir. Demirel de yanyana gelmiştir. Beni Yüksek İstişare Kurulu Üyesi olarak takdim etmelerini doğru bulmuyorum. Konuşmalarım şahsi görüşlerim. YİK üyeliği benim için onurdur ve şereftir. Ama bu konuşmaları YİK üyesi sıfatıyla konuşmuyorum ki. Ben her şeyi konuşuyorum. Yeri, zamanı geldiğinde, gündemde olduğunda herşeyi konuşan bir insanım. Bunu sayın Erdoğan nasıl karşılıyor, nasıl cevap veriyor, bu özel konuları burada konuşmam doğru değil.


FETO’YU ZİYARETE GİDEN MİLLETVEKİLLERİNİN HEPSİ FETÖ’CÜ MÜ?

 Sayın Cumhurbaşkanımız bunların niyetlerini sezdi. Ama eminim 15 Temmuz’u yapacaklarını bilmiyordu bizim gibi. Şimdi Ecevit, Demirel’in desteklediği bir tek hiçbir zaman rahmetli Erbakan bunları yanına bile yaklaştırmadı. İslami konularda eleştirirdi, siyasi olarak değil. Bunu ziyarete giden milletvekilleri var, FETÖ’cü mü, ben biliyorum hiçbir şekilde değil. Buna plaket takdim eden milletvekileri var, FETÖ’cü mü? Peki kim derseniz? 15 Temmuz’da büyük darbe girişimini kanlı şekile sokan adamlardır. 15 Temmuz’da öğrendik ki KPSS sınavında soru çalışmışlar. 

15 TEMMUZ’A KADAR FETÖ’CÜLERİN DARBE YAPACAĞINI DÜŞÜNMEMİŞLER 

15 Temmuz akşamına kadar bunların darbe yapacak niyette olup olmadıklarını hiçbir zaman bir gelişme görmedik. Bunlar askerde terfiler almışlar etmişler. Bütün bunların sonuçlarının böyle olacağını kimse söylemedi. Dersanelerin kapatılması karşısında bunlar havaya fırladılar. MİT Müsteşarı’nı çağırdılar, kanun değişikliği yaptık. Bu adım adım giden noktaydı. Her siyasinin yolu bir şekilde bu örgütle kesilmiştir. Ne zaman silahlı terör örgütü olduğu ortaya çıktı? 15 Temmuz’dan 15 gün önce. 

‘FETÖ’NÜN DEVLET İÇİNDE YAPILANDIĞINI ÖNCEDEN BİLİYORDUM’ METİN ÖZKAN:

 Defalarca söyledim, bir kez daha söylüyorum sözümü uzaktan gözümü budaktan esirgemem. Bülent Bey’i eski tanırım. Eski tanırım. Rahmetli Demirel’i, rahmetli Erbakan’ı da tanırım. dün söylediklerimle bugün arasında fark olmaz. Ben o yıllarda Tercüman’da köşe yazıları yazarken FETÖ ile ilgili çok eleştirel yazılar yazdım. Balyoz, Ergenekon, Sarıkız’ın FETÖ kumpası olduğunu o günlerde yazdım. FETÖ’nün devlet içinde paralel yapılanma içinde olduğunu biliyordum, ben gördüm. Görmeyenleri suçlayamam. O günlerde beni linç etmeye kalktıklarında o eski dostların hiçbirini göremedim yanımda. Benim serzenişim bu.

‘RAHMETLİ KAMER GENÇ’İN KONUŞMALARINI GÖRMEDİNİZ Mİ?’ GÜRSEL EROL (CHP ELAZIĞ MİLLETVEKİLİ):

 Konuşmanızın içinde ‘Biz FETÖ’nün buraya geleceğini bilemedik’ diyorsunuz. MGK’nın kararı var. Yalçın Akdoğan’ın ‘yok hükmündedir’ açıklaması var. CHP’nin araştırma önergesi reddedildi. Allah rahmet eylesin Kamer Genç’in FETÖ ile ilgili yaptığı konuşmalar var. Bunları hiç görmediniz mi? 

“BENİM O SÖZÜM ‘HERKES SUÇLUDUR’ ANLAMINA GELMEMEKTEDİR” ARINÇ: 

Metin Bey’e teşekkür ediyorum. Kendisini 2 seneden beri tanıyorum. 2004 yılında Meclis Başkanıydım. MGK toplantılarına katılmıyorum. 28 Şubat’ta rahmetli Erbakan’ın imzalamak zorunda kaldığı irticayla mücadele kararlarına benzettim. Bizim karşımıza ‘FETÖ irtica tehlikesi var’ diye çıkılmadı. Hükümet kendisine gönderilen bu kararları doğru kabul etmedi, uygulamadı. 28 Şubat’ta Erbakan’ın başını yiyenler Tayyip Erdoğan’ın başını yiyemedi. Kamer Genç’in konuşmaları, önergenin reddedilmedi. Ben Kamer Genç’le hep kavga etmiş adamım. Kişisel değil, değerlerime, sevdiğim insanlara karşı hakaretamiz sözler kullanıyordu.

 CHP’nin önergelerİ sade suya tirittir. Bunların hiçbirisinin 15 Temmuz’la ilgisi yok. Keşke zamanında bizi uyarabilselerdi. Benim ‘Hiçbirimizin masum değiliz’ sözüm herkes suçludur anlamında değildir. 15 Temmuz’a gelinceye kadar hukuk içinde ne yapılacaksa onu yaptık. 11 tane kurumdan sorumluydum. Şüphelendiğimiz insanların kimisinin yerini değiştirerek, kimisini açığa alarak. Ama 15 Temmuz olacağını bilseydik, kafalarını ezerdik, böyle bir bilgi ve belge elimizde yoktu. 

“BUNLARIN TEVESSÜL EDEBİLECEKLERİNİ NASIL GÖRMEZDEN GELDİNİZ?” MUSAVVAT DERVİŞOĞLU (İYİ PARTİ MİLLETVEKİLİ): 

Zatı alinize son derece itibar eden, saygı gösteren biriyim. En güçlü olduğunuz dönemlerde bizden iltifatı esirgemediniz. Ama bu değildir ki üstünde konuşulan konuları ıskalamamız gerekiyor. Sayın Bülent Arınç konuştuysa bu mutlaka dayanağı olan bir şeydir. Tabirimi mazur görünüz, Bülent Arınç gibi tecrübeli siyasetçiler boş yere konuşmazlar dedim. Amaçları sadece okul yapmak olmayan olunun iş hayatında etkili olması, KPSS sınavına müdahil olması, polis okuluna, harp akademilerine kendilerinden adam devşirip sızmaya kalkışmaları, muhalefetin bütün uyarılarına rağmen iktidar tarafından görülmemesi bağışlanacak bir durum değildir. 2010 referandumuyla adalet müessesesinin bunlara teslim edilmesi görmezden gelinebilecek durumda değildir. Siz diyorsunuz ki herkes bu işe bulaşmış olabilir.

 Önceki dönemlerde Süleyman Demirel, Bülent Ecevit’le iyi ilişkiler kurduğunu ama Necmettin Erbakan’a yanaşamadığını söylediniz. Erbakan’ın talebelerinin çoğunlukta olduğu siyasi yapıya bu denli yanaşmasının izahı nasıl edilebilir? 80 ihtilalinden sonra sanki düzen onun için kurgulanmıştır. Hakkında bir sürü tahkikat, soruşturma vardır. Bunlardan bir tanesi MGK’ya gelmiş hasır altı edilmiştir. Siz çok tecrübeli birisisiniz. Çok büyük çilelerden geçmişsiniz. Bu kadar şey gözünüzün önünde cereyan ederken bunu nasıl ciddiye alıp, tedbir almaya yönelmediniz? Bunların örgüt olduğu aşikardı, ama efendim bunlar silahsızdılar. Silahsızdılar ama silahlı kuvvetlere sızdılar. Bunlar ABD’nin güdümünde, hatta avucunun içindeyken böyle bir şeye tevessül edebileceklerini nasıl görmezden geldiniz?

SAĞ SİYASETÇİLER SICAK BAKIYORDU ARINÇ:

 Ben sağ siyasetçilerin pek çoğunun bu olaya hem kişisel bazda hem de STK’da yapılarına sıcak baktıklarını biliyorum. Abant toplantıları vs. vs. Yarın öldüğümüzde karşımıza amel defteri çıkacak. Bugünün sosyal medyası da aynı, bir şey yazdığınızda neler dökülüyor. İsmail Hakkı Karadayı bunların okullarını kazanan öğrencilere övgü dolu sözler söylüyorlar. Bazı paşalar bunları övdüler. Erbakan’ın canına okuyan 28 Şubat’taki kişiler bile bunları takdir edecek bir şey bulabiliyordu. Biz kucaklarımızı açarak Türkiye’nin partisini olmak, milletimize hizmet etmek için bir yol çizdik. 2001’den sonra bunların üniversitelerine, STK’larına destek olmak fikir ve inanç hürriyeti olarak düşündük. Toplumsal barışı koruması gereken konularda faydalı olacağımızı düşündük. Yanlış yaptınız derse kabul edebilirim. Biz Erbakan’ın yetiştirdiği insanları sonuna kadar ilkeler bazında siyasetin ne olacağını bize gösterdi.

 Ama onun yolunu takip ettiğimiz zaman her partimiz kapatılacaktı. Refah’ta, Fazilet’te, Saadet’te. Türkiye’nin şartlarına uygun siyaset yapacağız dedik, Allahaısmarladık dedik elini öptük, ayrıldık. Sayın Cumhurbaşkanımız 2012’den sonra bir kötüye gidişi, bunların bir halt işleyebileceğini sezdi ki, dersanelerle işe başladı. Bizi tehdit ettiler. Halbuki ondan önce 28 Şubat’a gidip ‘okullarımız feda olsun’ diye anahtarlarını verdiler. Ben ne bilirim askeriye yerleştirdiklerini, KPSS sınavını çaldıklarını. O zaman bize söyleniyordu ki, namaz kılan, gümüş yüzük takan, eşi başörtüsü olan askerler ihraç ediliyordu. Biz vatandaşa gittik ‘bunları çözeceğiz’ dedik. 1725 Aralık’tan sonra zannediyorum Mart sonuydu, mahalli seçimler yapıldı. O zaman hükümetteyken araştırma yapmıştım. Bir şeyler gördük, ama gördüğümüz 15 Temmuz değildi. Bunlar paralel devlet yapılanmasıydı dedik. Çaresi neydi? MGK’da aldığımız kararları uyguladık. Sayın Erdoğan hükümetini siz bir şey yapmadınız diye suçlanamaz.

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Yıllar sonra ortaya çıktı! Erdoğan, Şener Eruygur'a bağırmış Yılmaz Özdil: Yönünü şaşıran ok! Yanığa ne iyi gelir? İnce'den Nagehan Alçı'ya: Perşembe günü çok büyük açıklama yapacağım