Antakya Medeniyetler Korosu Depremde Kaybettikleri 7 Sanatçının Anısını Yaşatacak

Farklı din ve mezheplerden sanatçıları bir araya getiren ve bir arada yaşama kültürünü dünyaya anlatan Antakya Medeniyetler Korosu, 7'si olmak üzere binlerce kişinin hayatını kaybettiği depreme rağmen kent olarak ayakta kaldıkları mesajını tüm dünyaya yaymak istiyor.

2007 yılında üç semavi dine mensup kişiler tarafından Hatay antik kentinin tanıtımına katkı sağlamak ve medeniyetler arasında köprü kurmak amacıyla kurulan Antakya Medeniyetler Korosu'nun yedi sanatçısı Kahramanmaraş depremlerinde enkaz altında kaldı.

Alevileri, Sünnileri, Ermenileri, Ortodoksları, Katolikleri ve Yahudileri bir araya getirerek Hatay antik kentinin kültürel zenginliğini ve hoşgörüsünü tüm dünyaya tanıtan 200 kişilik koronun geri kalan üyeleri Türkiye'nin farklı illerine dağıldı. depremzedelere kapıları açıldı.

Yılmaz Özfırat ve teknik koordinatörü Bedirhan Gök de İzmir'de bir otele yerleştirildi. Özfırat ve Gök, Antakya Medeniyetler Korosu'nu yeniden bir araya getirerek Türk medeniyetlerinin zenginliğini dünyaya anlatmayı hedefliyor.

Sanatçıların en büyük arzusu, depremde hayatını kaybeden koro arkadaşları Mehmet Özdemir, Gizem Dönmez, Hakan Samsunlu, Pınar Aksoy, Fatma Çevik, Müge Mimaroğlu ve Ahmet Fehmi Ayaz'ın anısını müzikleriyle yaşatmak.

Hatay'da meydana gelen 6.4 büyüklüğündeki depremin ardından geçici olarak İzmir'e gelme kararı alan koro şefi Yılmaz Özfırat, Kahramanmaraş'ta meydana gelen ilk depremde evinin yıkıldığını söyledi.

Koltuk ile dolap arasına sıkıştığını ve sekiz saat enkaz altında kurtarılmayı beklediğini ifade eden Özfırat, yaşadıklarını şöyle anlattı:

Dışarı çıktığımda şiddetli yağmur yağıyordu. Bu yağmurda herkes beni bir yere çekmeye çalışıyordu. Yağmuru tenimde hissetmek istiyordum. Çünkü yaşadığını hissediyorsun. 

Ama dönüp sağa sola bakarsanız inanılmaz manzaralarla karşılaşacaksınız. Her bina çöktü, her binanın altından çığlıklar geliyor. Bu sefer hayatta olduğun için şükredemezsin. Çünkü bu acıyı görüyorsun... 

Koşuyorsun, birilerine yardım etmeye çalışıyorsun... Enkazları temizlemeye çalışıyorsun. Bunu içgüdüsel olarak yapıyorsun. Allah kimseye böyle acılar yaşatmasın.