Usta oyuncu Tamer, Altın Portakal Film Festivali'nde geçmek için vermek için Nihal Yalçın'ı beklemişti. Yalçın, Karadağlı'nın arkada yaptığından mimikler çok konuşulmuştu
. Yalçın konuşurken, Karadağlı'nın arkada yaptığı mimikler çok konuşulmuştu. Oyuncu Tamer Karadağlı, o gün yaşanan ve günlerce konuşulan olayın perde arkasını anlattı. Nihal Yalçın hakkında yaptığı itiraflar, gündeme b-omba gibi düştü.
Tamer Karadağlı, televizyonun en uzun soluklu dizilerinden biri olan Çocuklar Duymasın'la milyonların gönlünde taht kurmuştu.
Geçtiğimiz sene Altın Portakal Film Festivali'nde başarılı oyuncu Nihal Yalçın'a ödülünü vermek üzere beklerken, Yalçın konuşma yaptığı sırada Karadağlı'nın mimikleri tepki toplamıştı. Usta oyuncu Tamer Karadağlı, katıldığı bir televizyon programında olayın perde arkasını anlattı. bakın neler söyledi...
Altın Portakal'da yaşananlarda bir art niyet var mıydı?" sorusu üzerine konuşan Tamer Karadağlı, "Kimse bana bu zamana kadar o mimikleri neden yaptığımı sormadı. Kameranın beni bu kadar yakın açıdan çektiğini bilmiyordum. Tabi ki de bir art niyetim yoktu hatta ödül alan hanımefendi çok beğendiğim bir oyuncuydu.
Önce ödülü alıp sonra konuşma yapmak gerekir. Birçok insan 'heyecandan oldu' dedi ama Altın Portakal'da bunu bir gün önceden söylüyorlar. Siz o ödülü kazandığınızı bilerek gidiyorsunuz. Dolayısıyla da daha hazırlıklı olması gerekirdi" dedi.
Yalçın'ın konuşmasındaki iki konudan rahatsız olduğunu belirten oyuncu, sözlerine şöyle devam etti:
Orada kaşımı kaldırmamın nedeni oyuncunun hem kadınlara hem de erkeklere söylediklerindendi. Orada 'demek ki bütün rakiplerim kötüymüş ki bu ödülü ben aldım' dedi.
Ben o esnada nasıl yani, ciddi mi? Herhalde böyle bir şey söylemedi diye düşündüm. O da benim yüzümde gösterdiğim tepkimdi. Şaşkınlığımı da mimiklerimle göstermiş olabilir."
"Oyuncu konuşmasında 'Seneye de erkek dalında ödülü alacağım. Erkek oyuncu yok, mecburen erkeği de oynayıp alacağım' dedi. Orası Altın Portakal Film Festivali.
Bu benim baya tuhafıma gitti. Beş buçuk dakika konuştu. Arada durunca bende son derece nazik bir şekilde ödülünü verdim."
"Orada 'bu ödülü bana kim verdi?' demesi bana seni tanımıyorum demek. Arkasında da 'bana sus mu demek istediniz' dediğinde ben son derece nazik ve saygılı bir şekilde ödülünüzle birlikte konuşun dedim.
Ödülünle bile değil ödülünüzle birlikte konuşun dedim. Bu konunun bu kadar büyüyeceği hiç aklıma geldi. Ben ikinci günün sonunda konuşmak zorunda kaldım. Olay siyasi bir yere taşındı. O dönemde biraz siyasi propaganda olarak kullanıldığımı hissettim."