Home
25 Temmuz 2019 ( 22 izlenme )
Reklamlar

Aldıkları maaşları açıkladı...

Cumhurbaşkanlığı Yüksek İstişare Kurulu (YİK) Üyesi Mehmet Ali Şahin, YİK üyelerinin maaşlarının ne kadar olduğunu açıkladı.

Habertürk’te “Kübra Par’la Açık ve Net” programında katılan Şahin, YİK üyeliği maaşının 15 bin lira olduğunu belirtti. Maaşlarıyla ilgili çıkacak bir tartışma için ise Şahin, "Bunları da anlayışla karşılamak lazım" diye belirtirken, söz konusu maaşlar için ise, "Cumhurbaşkanımız böyle takdir etmiş" dedi.

Şahin ayrıca, Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun 2016 yılında söylediği bir sözü de hatırlatarak, "Davutoğlu'nun bu sözünde durmasını bekliyorum" dedi.

"BİRAZ KÜSURATI VAR AMA..."

Mehmet Ali Şahin'in konuşmalarından satırbaşları şu şekilde:

Kurul, KHK ile Mayıs ayının ortalarında kuruldu. Millete ve devlete hizmeti geçmiş, bilgi ve birikim sahibi kişilerin bu tecrübelerinden, kazanımlarından yararlanmak amacıyla kurulduğu kararnamede açıkça yazılı. Demek ki sayın Cumhurbaşkanımız tecrübe sahibine inandığı kişileri bu kurulda değerlendirerek devletin ve tabii ki hükümetin, aynı zamanda Cumhurbaşkanımız mevcut hükümetin de başındadır, istişare üretme ihtiyacını duyabilir, farklı fikirlerden yararlanma ihtiyacını duyabilir. Bu amaçla bu kurulu oluşturduğunu düşünüyorum. Ben özellikle kamuoyundan çok müspet tepkiler de gördüm. 'Cumhurbaşkanımız hiç kimseye danışmaz, fikir almaz' diye birtakım iddialar vardı. Şu anda bir heyet kurdu. 6 kişiden oluşuyor. Bu sayı artabilir. Başka alanlardan birikimi olan isimleri de almak üzere Cumhurbaşkanımız Türkiye'nin iç ve dış politikalarıyla ilgili olarak bu isimlerden yararlanabilir. Bunun Türkiye için yararlı olabileceği kanaatindeyim. Ben dahil 6 kişiyiz. Hepimiz TBMM başkanıyız. Eski bir Başbakan var, Yıldırım Akbulut Beyefendi var.


Yıldırım Akbulut Bey Anavatan Partisi'nden geliyor, Köksal Bey Doğru Yol Partisi, tabii ki AK Parti'de siyaset yaptı. Cumhurbaşkanımızın kendi tasarrufu bu. Bizim böyle bir talebimiz olmadı. Kendisi ihtiyaç duymuştur. AK Parti'nin kurulduğu andan beri içinde olan insanlarız biz. Bülent Bey, İsmail Kahraman Bey de öyledir, ben de öyleyim. Bize böyle bir ithamda bulunulması bizi rahatsız eder. Cumhurbaşkanımızın da böyle bir düşüncede olmadığını düşünüyorum. Bu heyet tamamen devlet işlerinin, Türkiye'nin yönetiminde farklı fikirlerin, düşüncelerin, tecrübelerin ortaya koyarak daha iyi yönetim sergilenmesi amacıyla oluşturulduğunu düşünüyorum. 'Bu arkadaşlar yeni parti arayışları var, oraya mı giderler, onun önünü kesmek için mi kuruldu?' şeklindeki iddiaları reddederim. Böyle bir heyetin oluşmasını kamuoyu öğrendikten sonra birçok mektuplar gelmeye başladı.

İlk toplantımızı yaptık. Beklentilerini ifade ediyorlar. Çok iyi oldu diyorlar. İşte Türkiye'nin içinden geçtiği süreçte dışta ve içte Türkiye'yi sıkıntıya sokabilecek gelişmelerle ilgili şu konuların bu heyette görüşülerek şöyle bir tavır alınması daha uygun olur anlamında mektuplar alıyoruz. Bunun haricinde şahsi işlerini de buraya taşıyarak çözebilir miyiz diye, bir avukat arkadaş Samsun'dan göndermiş. Bir hukuki konu, yargının kabul edilemez bir karar vererek, bunun çözümünde yardımcı olabilir misiniz diyor. Yargıya intikal ettikten sonra bizimle ilgisi mümkün değil tabii.

CİMER diye bir yapı var. Bugün basında da yer aldı. Vatandaşlar çözülemeyen birtakım problemlerini, taleplerini buraya intikal ettiriyorlar. Önemli bölümüne müspet cevaplar verilmiş. Cumhurbaşkanlığında CİMER diye bir kuruluşun olması vatandaşlar açısından avantajdır. Ama Yüksek İstişare Kurulu'nun görevi, Cumhurbaşkanımızın önemli gördüğü konularda farklı düşünceleri almak suretiyle daha isabetli karar vermeyi amaçladığını düşünüyorum. Türk milleti olarak bizim geçmişte, yönetimlerde, üst yönetimlerde bulunmuş kişiler, tecrübeli insanları bir araya getirerek böyle oluşum yapmışlar. Belki Cumhuriyet tarihinde böyle bir yapı ilk kez kuruldu. Mutlaka dikkat çekecektir, biz bundan rahatsızlık duymuyoruz.

İlk toplantımızda böyle bir şey konuşmadık, gündemimiz bu değildi. Bu kurumun çalışma usul ve esasları ne olacak, hangi zaman diliminde geleceğiz ve gündemi ne olacak, bunları konuştuk. Çıkan kararnamede kurulun usul ve esasları Cumhurbaşkanı'nca belirlenecek, yapılacak ödemeleri de ayrıca Cumhurbaşkanı belirleyecek diyor. Kendi takdiridir. Bizim bir talebimiz olmamıştır. 15 bin liradır. Biraz küsuratı var ama 15 bin 130 filan olması lazım. Milletvekillerinin maaşları zaten her zaman tartışılmıştır. Şu anda biz milletvekili değiliz ama eski Meclis Başkanı olarak bize ödenecek bir meblağ da kamuoyunun gündemine gelebilir, olumlu olumsuz sözler söylenebilir. Bunları da anlayışla karşılamak lazım. 

Cumhurbaşkanımız böyle takdir etmiş. Ben bunu alıyorum, yurtdışında uluslararası ticaret hukuku alanında yüksek lisans yapan bir gencimize tamamını aktarıyorum. Kendime bir tek kuruş almadan oraya aktarıyorum. İlk maaşımı aldım ve aktardım. İlk toplantımızda sadece usul ve esaslarla ilgili toplantı yapıldı. Cumhurbaşkanımız dediler ki, konuşacağımız toplantıları sizlere gönderirsek siz de hazırlığınızı yaparsınız dedi. İç ve dış politikalarla ilgili hususlarda görüşlerimizi almak isteyebilir. 

Ahmet Davutoğlu hocayla yakın çalıştık. Ben genel başkan yardımcısıydım, siyasi ve hukuki işler başkanlığı gibi bir görevim vardı. Kendisi 5 Mayıs 2016'da AK Parti Genel Merkezi'nde basın toplantısı yaptı. "Partili arkadaşlarım ve Cumhurbaşkanımızla yaptığımız istişareler neticesinde görevimi bırakacağım dedi ve son nefesime kadar sayın Erdoğan'la vefa ilişkimi sürdüreceğim, AK Parti'de siyasete devam edeceğim. Kendisiyle barışık insan en güçlü insandır" dedi. Ben sayın Davutoğlu'nun bu sözünde durmasını bekliyorum. Sonra 22 Mayıs'ta genel kongremiz yapıldı. Kendileri 'bu kongre bir veda değil vefa kongresidir' dedi. 'Son nefesime kadar da AK Parti içinde siyaset yapacağım' dedi. Benim yakından tanıdığım sevdiğim hocamın bu noktada kalmasını arzu ederim.

Önerilen Videolar

Reklamlar

Bunlar da İlginizi Çekebilir

Ailenin ölümünden kan donduran detaylar ortaya çıktı! Erdoğan'ın ısrarına halktan tepki! İşte Kanal İstanbul anketi... Erdoğan Olmazsa Ülke Yangın Yerine Döner Meryem Uzerli "İnsanları Sosyal Medyayla Yargılamak Çok Yanlış"