Kapıyı yavaşça açtım… Kalbim yerinden fırlayacak gibiydi. İçeriden gelen sesler, bildiğim ama anlam veremediğim türdendi. Odaya adımımı attığımda gördüğüm manzara beni bir an dona bıraktı. Eşim yerde oturmuş, gözyaşlarına boğulmuştu. Hakan ise onun hemen yanında, sırtını sıvazlıyor, bir şeyler fısıldıyordu. İlk başta, aklımdaki tüm kötü senaryolar bir bir sıralandı gözümün önüne… Ama gördüğüm bu sahne öyle bir şey değildi. İkisi de bana doğru dönünce eşim yerinden fırlayıp yanıma geldi. Şaşkın ve suçlu bir haldeydi. “Sen… sen burada ne arıyorsun?” dedi fısıltı gibi bir sesle. “Bunu ben sana sormalıydım,” dedim. “Ne zamandır bizden bu kadar uzaktasın, ne zamandır burada bu kadar ağlıyorsun da bana hiçbir şey söylemiyorsun?” Hakan yerinden kalktı, bana yaklaşmadan, saygılı bir şekilde biraz geride durarak konuştu: “Bakın, ben karışmak istemem ama bence artık anlatma zamanı geldi.” Eşim, bir an gözlerimin içine baktı. O bakışta utanç vardı, çaresizlik vardı… ve belki de en çok da korku. “Bana bir şey oldu,” dedi sonunda. “Bir süre önce işlerimde büyük bir sorun yaşadım. Bir arkadaşım beni dolandırdı. Borçlarım birikti, iş yerinden de baskı görmeye başladım. Ne kadar saklamaya çalışsam da baş edemedim. Kendimi çok yetersiz hissettim… Sana söyleyemedim çünkü seni de bu bataklığa çekmek istemedim.” “Sana söylemem gereken şey şu…” dedi ve gözlerini yere indirdi. “Ben haftalardır Hakan’ın yanında kalıyorum çünkü psikolojik olarak çok kötüydüm. Hakan… benim küçüklük arkadaşım. Aynı okulda okuduk, beni yıllardır tanır. Onun desteğiyle terapiye başladım, ilaç tedavisine… Ama utandım. Karıma, çocuklarımın annesine anlatamadım. Sanki başarısız olmuşum gibi hissettim. Erkekliğim incinir sandım…” O an kalbim hem kırılmıştı, hem yumuşamıştı. Kafam çok karışıktı. Sessizlik çöktü. Sadece derin nefeslerimizin sesi duyuluyordu. Hakan tekrar söze girdi, “Gerçekten çok zor bir süreç geçiriyor. Ama bence birlikte olursanız, o zaman daha hızlı toparlanır. Ona en çok siz lazımsınız. O sadece bunu fark edemeyecek kadar kırılmıştı.” Ben bir adım geri attım. Odanın penceresinden dışarı baktım. Gece iyice çökmüştü.