“1316 yaş çocuk doğurmak için ideal” diyen akademisyenin üniversite ile ilişiği kesildi

Akit TV’de Sabri Balaman'ın moderatörlüğünü yaptığı, İstanbul Aydın Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muttalip Kutluk Özgüven, Sakarya Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ebubekir Sofuoğlu ve Dr. Lütfü Özşahin’in katıldığı 12 Mayıs’ta yayınlanan Derin Kutu programında skandal ifadelere imza atıldı.

TEPKİ ÇEKEN SÖZLER

Canlı yayında İstanbul Sözleşmesi'ndeki ‘flörtleşme’ tanımlamalarını yorumlayan Özgüven şunları söyledi:

* 13 ile 23 yaş arası her türlü serbest ilişki dönemi, 23 yaşında da evlenebilir. Kanunen 18 yaş diyor ama ahlaken 23 yaş diyor. Cinsel ilişkiye girin, birbirinizle her türlü şeyi yapın fakat evlenmeyin.

* Allah kıza kadın haline gelerek erkeğe evlenme hakkı vermiş. Belki aklen de yeterli olması lazım. Bunu da toplum söyleyebilir bir şekilde, belirtebilir ama herkeste değişebilir.

* Şimdi 13 yaşında hem aklen belli bir noktaya gelmiş hem vücuden, organlarıyla belli bir noktaya gelmiş bir insanın, ‘Sen diyorsun ki 10 yıl boyunca kadınlığını yaşamayacaksın, çocuk doğurmayacaksın.'

“1316 OLAĞANÜSTÜ…”

* Ama Allah o genci yaratırken özellikle 1316 yaşında olağanüstü…Yani, Süperman diye bir şey yok, hayal kahramanı ama süper kadın diye bir ırk var. Burada 1316 yaşı arasında…

* İstediğiniz doktora sorun. En üstün nitelikli insan, yeryüzünde 1316 yaşındaki, 1317 diyelim hadi, ya da 1218 olarak büyütelim…

* Bu yaşlarda çok muazzam rejenerasyon kabiliyeti var. Vücudu mükemmel falan…Yani bu yaş ilk çocuğu doğurmak için ideal bir yaş olarak belirlenmiş. Ben diyorum ki erkekler olsun, kadınlar olsun…

* Biraz zekamızı koyalım. Şu anki toplumda değil, şu anki toplumda ilk ben karşı çıkarım 15 yaşında birinin evlenmesine. Çünkü zihnen hazır değil.

ÜNİVERSİTE İLİŞİĞİNİ KESTİ

İstanbul Aydın Üniversitesi, Özgüven’in görevine son verildiğini duyurdu. Özgüven’in sözlerinin infial yarattığının altı çizilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:

* Çocuk istismarını normal bir olgu gibi yansıtmayı amaçlayan, hatta Türk Ceza Kanunu’na göre suç olarak da görülebilecek bu açıklamaları, Türkiye’nin en büyük vakıf üniversitelerinden biri olan bir eğitim kurumu olarak kabul etmemiz, mazur görmemiz, görmezlikten gelmemiz veya “düşünce ve ifade özgürlüğü” kapsamında değerlendirmemiz asla mümkün değildir.

Aydın Üniversitesi bundan sonraki hukuki sürecin takipçisi olacaklarını ve gerekli bilgileri kamuoyu ile paylaşacaklarını bildirdi.