Kumruların ortalama ömrü bir yıl olduğu için, bir seferde sadece iki yavru yaparak onları besleyip büyüterek hayatlarını sürdürürlermiş. Kumruların birbirleriyle tanışması “guguk” sesiyle başlar, erkek dişiyi takip eder ve çiftleşme gerçekleşirmiş. Ondan sonra da birbirlerinin yanından ayrılmazlarmış. Aşklarının meyvesi olan yavrularını, güvercin sütü denilen özel bir salgıyla gagadan gagaya aktararak beslerlermiş. Kumruların yuvalarını ıssız olmayan ve insanlara yakın yerlere kurmasının nedenini yaşadığım bir olayla anladım. İki kumru önce “guguk” sesleriyle evin balkonuna birkaç gün gelip gittiler. Sanki keşif yapıyor gibiydiler. Uygun yeri belirledikten sonra dallar toplamaya başladılar. Dişi kumru iki yumurta yumurtladı. Gece ve gündüz nöbetleşe olarak birkaç gün dişi ve erkek kumru yumurtaları korudular. Sonra ana kumru, yumurtaların üzerinde sürekli olarak birkaç dal parçasıyla yaptığı yuvasında oturdu. Erkek kumru ara sıra gelip “guguk” diliyle konuşuyorlardı, farklı bir muhabbetle… Bir sabah uyandığımda yuvanın darmadağın olduğunu, ne yumurta ne de kumru olduğunu gördüm.