O sabah köyde davul zurna inledi, herkesin yüzü güldü ama benim içim yanıyordu. Beyaz gelinliğimi giydim, başıma duvağı taktılar. Aynaya baktım; gülümseyen bir yüz vardı ama içim paramparça. Çünkü biliyordum; bu düğün bana murat değil, bela getirecekti.
Kaynana Sultan’ı bilirdim; gözü dönmüş, dili bıçak gibiydi. Görümce Emine desen, anasından farksız. Daha dün gece kulağıma eğilip, “Sen bizim ocağa gelin değil, köle geldin!” demedi mi? Yüreğim buz kesti.
DEVAMI DİĞER SAYFADA